Ynt: Titreşim uzmanı - Touch panel

[z]

Titreşimli sistemlere karşı özel ilgim var. Titreşimlerle ilgili bir gözlemimden bahsetmek istiyorum.

Binanın dış cephesi ile klima dış ünitelerinin arasına pek çok örümcek ağı gerildiğini farkettim. Bu hayvanlardan ürpersem de duman tüttürürken can sıkıntısından külleri ağ üzerine serperken örümceklerde ilginç gözlemlerim oldu. Yaklaşık bir haftadır hayvanlarla uğraşıyorum ve sanırım bana bol bol küfrediyorlardır.

Örümcek örmüş olduğu ağın (ortasına yakın) bir noktasına bir lif bağlıyor ve bunun diğer ucu kendinde oluyor. Aynen oltanın mesinesinin bir ucunun denizde dier ucunun bizde olması gibi.

Ağa bir nesne düştüğünde örümcek derhal tepki vermiyor. Fakat bu nesne ağa yapıştığı için kurtulmak amacıyla ağı titreştiriyorsa yada ağa attığım küller rüzgar etkisi ile titriyorsa bu titreşimler gergin duran oltanın mesinesi gibi görev yapan ağ lifi üzerinden örümceğe ulaşıyor.

Örümcek titreşim ardından derhal saklandığı yerden ortaya çıkıyor ve büyük bir doğrulukla ağ üzerine düşen nesneye yöneliyor.

Burada güzel bir gözlemim oldu.

Eğer örümcek, ağa düşen nesnenin koordinatını tespit edemediyse tüm bacaklarını açıyor ve ön bacakları ile ağa titreşimler (şok dalgası) uyguluyor. Bunu çok rahat gözleyebiliyorsunuz.

Ağa verilen bu suni şok tüm ağ boyunca yayılıyor ve ağa düşen nesnenin de titreşimine neden oluyor. Bunu da çok net gözleyebiliyorsunuz. Aynen bir gitar teline parmakla vurma işleminin benzerine tanık oluyorsunuz.

Bir bakıyorsunuz  örümcek hoop ağa yapışan nesnenin tam üstüne gidiyor.

Burdan anladığım kadarıyla örümceğim her bir bacağı titreşimleri algılayan sensörlere sahip. Ağ üzerinde iken ağın titreşmesi tüm bacakları tarafından algılanıyor.
Fakat titreyen nesneye yakın bacaklar ya daha çok şiddette titreşim algılıyor ya da diğer bacaklara kıyasla daha önce titreşiyor. Bu durumda ya her bir bacaktaki titreşim sinyalinin genliğini yada bacaklardan alınan sinyallerin faz farkına bakıyor.

Bundan sonrası artık nesnenin tipinin algılanması. Ben sigara külü ile hayvanı aldatıyorum. Hayvan küle sarılıyor. (kül ağın üstünde, örümcek ağır arka tarafında)
Bacakları ile alttan külü kavrayıp ağzıyla ısırıyor. Bu aşamada bunun canlı olmadığını anlıyor her halde tatından.

Eğer ağa yapışan yenmeyecek bir nesne ise örneğin külü küçük ısırıklarla parçalayıp ağdan düşürüyor. Eğer bunu beceremezse ağın o bölgesini yiyip (yediğini okumuştum)
düşmesini sağlıyor. İlk fırsatta ağı onarıyor. (Bu işlemi gündüz yapmıyor. Muhtemelen kuş vs tehlikeleri bildiği için ağ onarım işlerini gece yapıyor. Çünkü sabah kontrol ettiğimde ağ onarılmış oluyor)

Benim bu gözlem sırasında ağa kül atmam bir kaç kez örümceğin tepkisine neden oluyor. Her defasında ağda gösteriyor kendisini. Fakat bir süre sonra artık tepki vermemeye başlıyor.

Burada hayvanı yorduğumu düşünüyorum.

Örümcek ağının lifleri bildiğiniz gibi kendi inceliğindeki metal tellerden bile daha sağlam imiş. Bu lif, kıç tarafındaki bir delikten çıkan sıvının hava ile temas etmesi durumunda hemen katılaşması sayesinde oluşuyor.

En başta örümceğin ağ merkezine lif (olta mesinesi) bağladığını ve bunun diğer ucunun örümcekte olduğunu söylemiştim.

Örümcek her ortaya çıkışta yani saklandığı yerden çıkıp ağın üstüne ilerlemesi durumunda bu mesine boşta kalıyor. Muhtemelen bunu ya kopartıyor ya da daha sonra tekrar yiyiyor. Eğer hayvanı bu şekilde çok kez aldatırsam bu sıvı kaybı sanırım hayvanı yoruyor.

Neyse örümceği bırakalım ve biraz elektronik konuşalım.

Benzer bir yöntemin LCD ekranlarda dokunulan yerin koordinatını bulmada da kullanılabilir.

LCD nin 4 köeşesine yerleştirilecek minik 4 piezo, parmağın LCD ile buluşması esnasında parmağın nereye dokunduğunu algılamayı sağlayacak ip uçları verecektir.

Burada tek sorun, LCD ye dokunmayıp cihazın farklı bir noktasına gelecek dokunuştan da etkilenme sorunudur.

Fakat bu sorun örümceklerin davranışları izlenerek çözülebilir. Zira örümcekler ağın bağlı olduğu zeminlerdeki titreşimlere cevap vermiyorlar.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu gözlemler sırasında bir başka olay da çok ilginç di.

Bir ağ bir örümceğe, bunun yarım metre altındaki ağ ise ikinci örümceğe aitti.

Ağa kül atmakla meşgulken, örümceğe sigaray yaklaştırdım ve örümcek kendini aşağıya attı. Attı ama aşağıdaki ağın üstüne düştü.

Burda çok ilginç bir olay oldu.

Örümcek sanki bir bataklığa düşmüş gibi çok ağır hareket ediyordu. Ya da çok sessiz davranmak adına ayaklarını kaldırıp bekleyip daha sonra zemine basıyordu.

Sanki hayvan bir başka örümceğin ağına düştüğünü hızlı hareket ederse gelip kendisini yiyeceğini biliyordu. (Ben öyle sezinledim)

Bu yavaş davranışlar bile asıl ağ sahibi örümceğin ortaya çıkmasını engellemedi. (Gerçi düşen örümcek ağa çarpınca tüm ağ yüzeyi, tramplen ağının esneyip toparlanması gibi bir kaç kez salındı.)

Şimdi ortada yabancı bir ağa düşmüş ancak ağa yapışmamış bir küçük örümcek, bir de örümcekten uzakta bir anda belirmiş daha büyük (belki 10 katı) bir başka örümcek vardı.

Oda nesi. dev örümcek derhal küçük örümceğin yanına gitmedi. Sanki o da korkuyordu. birden 1 cm kadar ilerliyor duruyor bacaklarını çok yavaş hareket ettiriyor bekliyor tekrar 1 cm kadar ilerliyor. Örümceklerin buluşması için 10 cm mesafe var. Küçük örümcek dikey bir lif bulup ona tırmanmaya başladı ama çok yavaş.

O anda çok büyük bir vicdan azabı duydum. Eğer küçük örümcek yem olursa üzülürdüm.

Fırlayıp masamdaki büyükçe bir vidayı alıp tekrar pencere kenarına geldim. Hala bahsettiğim senaryo devam ediyordu. Büyük örümcek küçük örümcekten korkuyordu.
(Muhtemelen örümceği göremiyor ama ağda bir başka örümcek olduğunu anlamıştı).

Vidayı atarak ağın yırtılmasını sağladım. (Böyle bir durumda ağ sahibi örümcek milisaniyeler içinde ağı terkedip saklanıyor.) Büyük örümcek kaşıp saklandı ve küçük örümcek yem olmaktan kurtuldu.

Bu gözlem sonucunda şu sonuca vardım: Örümcek, titreşimlerden sadece ağa düşen nesnenin koordinatını değil bunun çok daha ötesinde verilere de ulaşabiliyor.

[pisayisi]

Örümceklerle ilgili gözlemleriniz, bana çocukken örümcek ağlarına canlı karasinekleri atıp örümceğin nasıl bir avcılık sergilediğini izlediğim anları hatırlattı Kulağımızla ilgili açtığınız bir başlıkta yer alan duyu kıllarından örümcüklerde özellikle dış yüzeyde çok sayıda bulunmakta, bu duyu kılları sayesinde örümcekler titreşim ve yerçekimini algılayabilmekte. Ayrıca göz ve kimyasal reseptörleri de avlarının pozisyonunu tespit etmekte onlara yardımcı olabilir.

Piezo lar ile LCD dokunma sensörü geliştirme fikrinin pek kararlı gerçeklenebilir sonuçlar üretebileceğini sanmıyorum. Şuan kapasitif sensörler dokunma kalibrasyonu bile gerektirmeyen matris içinde hassas pozisyonlama bilgisi üretmesi nedeni ile rakipsiz görünüyor...

Örümceklerin titreşim ve yerçekimi algılayan sensörleri aşağıdaki resimde görülmekte...

[z]

Açıkcası ben de piezo yönteminin sorunlu olacağını düşünüyorum. Fakat sorunlar aşılırsa çok ucuza bir düzenek elde edilebilir.

LCDleri bir kenara bırakırsak örneğin çalışma masanızın 4 köşesine yerleştirilecek sensörler sayesinde masanın kendisi bile dokunmatik veri giriş elemanı olarak kullanılabilir.

[kimlenbu]

Hocam bahsettiğiniz sistem titreşimle değil ama radyo dalgalarıyla lokal gps sistemleri oluşturmak için kullanılıyor. Yalnız koca masayı ucuz yollu dokunmatik olarak kullanmak için gerçekten güzel bir yöntem düşünmüşsünüz

Ayrıca keşke sigara içerken böyle güzel şeyler düşünebilsem
mesaj birleştirme:: 30 Haziran 2014, 15:48:51
ek olarak :

ses hızı 343m/s olsa, masamız 3m x 1m boyutlarında olsa

masanın 3m'lik kısmını yalaşık 9ms'de
masanın 1m'lik kısmını ise 3ms'de alır.

kullandığımız işlemcilerin hızı gayet yeterli görünüyor, gerisi geometri.

[kralsam]

Hocam bahsettiğiniz sistem titreşimle değil ama radyo dalgalarıyla lokal gps sistemleri oluşturmak için kullanılıyor. Yalnız koca masayı ucuz yollu dokunmatik olarak kullanmak için gerçekten güzel bir yöntem düşünmüşsünüz

Ayrıca keşke sigara içerken böyle güzel şeyler düşünebilsem
mesaj birleştirme:: 01 Temmuz 2014, 15:48:51
ek olarak :

ses hızı 343m/s olsa, masamız 3m x 1m boyutlarında olsa

masanın 3m'lik kısmını yalaşık 9ms'de
masanın 1m'lik kısmını ise 3ms'de alır.

kullandığımız işlemcilerin hızı gayet yeterli görünüyor, gerisi geometri.

Hocam yazdığınız hız, sanırım hava ortamındaki hızı. Ama bu konuda ortam masanın yapıldığı malzeme oluyor. Ve katı yüzeylerde ses hızı daha hızlı diye hatırlıyorum. Neyse sonuç olarak işlemci hızının yapabileceği aralıkta olacaktır. )

[RaMu]

Fikir mantıklı ama kullanılıyor,
birara nette gezerken karşılaşmıştım örnekleri ile
ve benimde çok hoşuma gitmişti
kullanılabilir örneklerinin videolarının bile olması çok hoşuma gitmişti,
bulabildiğim birkaç örnek;



Üzerinde mikrofon bulunan herhangibir android cihaz ile
http://9to5mac.com/2014/03/27/xtouch-turns-any-surface-into-touch-enabled-controls-for-ios-apps/

Müzikle uyarlanmış hali, piezoelektronik sensor ile
http://gizmodo.com/5872387/turn-any-surface-into-a-touch-sensitive-instrument-with-a-20-microphone

Yine titreşim sensor ile
http://www.robaid.com/gadgets/statina-uses-vibration-to-enable-information-interaction-on-solid-flat-surfaces.htm

"make all surfaces touch sensitive with vibration sensor"
Gibi aramalarla bu konudaki diğer örneklerede ulaşabilirsiniz.

[pisayisi]

Hocam çakmaklı icadınızı görünce aklıme geliverdi, malum bu çakmaklarda sıkıştırma kuvveti altında hatırı sayılır iğne gerilimi üreten piezo kristaller var. Bu kristalleri kullanarak touch sensör deneyine başlayabilirsiniz Bir ara bu sensörleri söküp Newton metre yapmıştım, mekaniğini stabil hale getiremediğim için uğraşmaya deymez görmüştüm. Sonra bunlardan onlarcasını ayakkabımın altına yerleştirip etkili bir gerilim çevirici ile cep telefonlarını yürüdükçe şarj edebilirmiyim fikri ortaya çıktı ancak deneme hevesim olmadı

How to take Piezoelectric Igniter from Lighter for Spud Gun

[z]

Evde kendi piezo kristalinizi yapmak isterseniz

https://www.youtube.com/watch?v=E1Ct3VUWvhQ

Yagmur taneciklerinin enrjisi ile led yakmak isterseniz

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=laSQ6yd7jaE

[muhittin_kaplan]

google da;

surface acoustic wave touch sensor

diye arayın..

tüm heyacanımızı alıp götürüyorsun.

[Mr_YAMYAM]

Gerçek bir bilimsel gözlem tarafımdan birkaç gün önce yapıldı.
Hava gayet açık ve güzeldi.

Sakin sakin PC de birşeylerle uğraşırken bir ara gözüm hemen yanımdaki pencereme takıldı. Penceremde sıkı bir sineklik olmasına rağmen, kimliği bilinmeyen bir adet BÖRTÜ, AĞ şeklindeki ip örgüyü aşarak içeri girdi.
Genellikle bu tür haneye tecavüz olaylarına anında müdahale etsem de, bu sefer nedense hiç bir harekette bulunmayıp BÖRTÜ'yü gözlemlemeye devam ettim.
Vatandaş sanki kız arkadaşı ile buluşacakmış gibi kararlı bir şekilde pencerenin altındaki kaloriferin mekanında kuytu biryerlere girdi.
Bu olaydan 5-10 dk sonra hava aniden karardı şimşekler ve gökgürültüsü eşliğinde bir sağnak başladı ki, ortalığı seller götürdü.
Acaba diyorum bu BÖRTÜ gibi diğer vatandaşlar da meteoroloji uzmanımıdırlar sizce

[Melih1802]

A9 tv de yayınlamış örümcek belgeselleri. Dikkate değer.

http://www.a9.com.tr/s/%C3%B6r%C3%BCmcek

[trgtylcnky]

Esas konuya dönersek, bence bu yöntem cnc makinede aletin konumunu belirlemek için kullanılabilir. Mesela bir uçları farklı noktalara bağlı üç adet lastiğin diğer uçları alete bağlanıp bu lastiklerin uzunluğu bu yöntemle belirlenerek geri besleme alınabilir. Gerçi uzunluğu ölçmenin başka yolları da vardır. Mesela strain gauge sensörlerdeki gibi.

[z]

surface acoustic wave touch duzenekleri yuksek teknolji istiyor. Hazir yuzeyi satin almak sart gibi.

https://www.google.ie/search?q=surface+acoustic+wave+touch+sensor&biw=1600&bih=819&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=XN3WU4D_BeKp7Aa1-IEQ&ved=0CCQQsAQ

mesaj birleştirme:: 29 Temmuz 2014, 03:17:25


Icimden bir ses diyor ki;

Bu ag titrestirilirse asagidaki videodaki gibi garip olaylar olur.

Amazing Resonance Experiment!

Bu agin titrestirilmesi durumunda olusacak olaylari izah edebilecek kadar bilgi olmayi  cok isterdim.

[timpati]

...

Bu agin titrestirilmesi durumunda olusacak olaylari izah edebilecek kadar bilgi olmayi  cok isterdim.

sayın z,
ne zamandır forumu ve dolayısıyla sizi takip ediyorum ve gözlemlediğim kadarıyla şu son cümleniz sizi veya hayata/teknolojiye bakış açınızı/genel eğiliminizi  tanmlamaya yetiyor bence. konuyu açayım azıcık:

yazının, ateşin, tekerleğin icadından bu yana epey bir yol alındı. alınan yolun tarihsel gelişimi, siyasi boyutunu falan boşverin, sonuca bakarsak matematikte, elektronikte, fizikte vb bilim dalındaki gelişmelerle şimdilerdeki bilgi birikimi, paylaşımı had safhada. bu kez de insanlar (teknik olanlar) gözünü en üste dikti, amaçları "birleşik alan teoremi" ni oluşturabilmek. ileri sürüldüğüne göre, bu teorem tam olarak yerine oturtulabilirse, herhangi bir zamanda herhangi bir yerde oluşabilecek olayları önceden bileceğiz (hesaplayabileceğiz). işte, geometri, fibonacci, binom açılımlar, "kelebek etkisi", izafiyet ve "dalgacık kuramı" gibi kavramlardan sonra havadaki bir toz tanesinin hangi aşamalardan geçip ne zaman nerede olacağını hesaplayıp (önceden) bilmek ve sonra bunları çoğaltıp genellemek insanlığın büyük hedefi oldu.

arkadaşlar, lütfen yanlış anlaşılmasın ama bunun adı ilahlaşmaya kalkışmaktır (Allahı/yaratıcıyı kıskanmak, onun gibi olmaya öykünmek). insanoğlunun bilgiye açlığını, birşeyler öğrendikçe daha öğrenecek ne kadar çok şey olduğunu farketmesini, kendi sınırlarını zorlamak istemesini anlarım ama dikkatli olunması gerektiği düşüncesindeyim. bu açlık, insanı doyumsuzluğa iterse sonu (yine kendi içinde) kötü olur. benzeri şekilde düşünen herkesi uyarayım dedim, umarım abartıyorumdur.
ukalalık ve kibir hepimizin düşmanı olsun.

edit: ifade hatası

[Veli B.]

Eğer ki;
Toz taneciklerinin, mekansal ve zamansal durumlarını öngörebilecek ve hatta müdahale edebilecek duruma gelmek ile ALLAH' a eşdeğer olacaksam olayım/olmalıyım da.
ALLAH' ı bu kadar küçük düşünmek, büyük haksızlık ve hakaret.

Var olma sebeplerimizden birisi ki bence en büyüğü, ALLAH' a yaklaşabilmek. Cüz-i İradenin sadece bizlerde var olma sebebi de budur.
Ne kadar ALLAH' a yaklaşabilirsek( nasıl mümkün olacaksa artık...) ALLAH' ın bundan memnuniyet duyacağına inanıyorum. Risk var diye bu çalışmalardan/çabalardan vazgeçilemez.
Olabilir, yoldan çıkanlar, şirke koşanlar ve hatta çıldıranlar olabilir. Bu durumda yorumum, zaten yola gelmemişti ki olur.