Beyindeki sinyallerle elektronik cihazlar kontrol ediliyor

Başlatan gevv, 15 Nisan 2010, 14:17:41

gevv

ODTÜ'lü öğrencilerden müthiş buluş


ODTÜ'lü öğrenciler, tamamen kendi donanımlarıyla beyindeki belirli sinyalleri algılayarak elektronik cihazların kontrol edilmesini sağlayan bir sistem geliştirdi.

Halen, klavye kullanılmadan bilgisayar ekranına kelimelerin yansıtılmasına olanak sağlayan, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin geliştirdiği cihaz, gelecekte felçli hastaların çevreyle iletişimini sağlamada ve tekerlekli sandalyelerini hareket ettirmede de kullanılabilecek.

"Beyin Bilgisayar Arayüzü" adı verilen projenin yöneticisi, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Gençer, engelliler için düşük maliyetli ve verimli bilgisayar arayüzü geliştirilmesini amaçlayan projenin, hem donanımın hem de yazılımının, bölümün Biyomedikal Araştırma Laboratuvarında geliştirildiğini söyledi.

Cihazın, pratik olması açısından daha az sayıda kanalla veri alınabilen bir  Elektroensefalografi (EEG) sistemi olduğunu anlatan Gençer, sistemin işleyişine ilişkin şu bilgileri aktardı:

"Sistem sayesinde, bilgisayara kablolarla bağlı, kafaya geçirilen bir başlıkla, klavye kullanılmadan, bir kişinin belirli beyin sinyalleri kullanılarak aklındaki kelimenin harfleri teker teker bilgisayar ekranına yansıtılabiliyor.

Ekrandan harfler akarken, EEG sinyallerinin üzerine algoritmalar uygulanarak, ekrana aktarılmak istenen harf seçiliyor. Seçilen harflerin yan yana getirilmesiyle kelime oluşturuluyor. Bu cihazla konuşma ve hareket yeteneğini kaybeden bir kişi, istediği şeyleri karşısındakine aktarabilir. Bununla ilgili değişik uygulamalar da yapılabilir, ama biz tıbbi uygulamalar üzerinde duruyoruz" Laboratuvarda, ekranda akan harflerden kelime oluşturmanın yanı sıra, farklı algoritmalarla bir isteğin EEG sinyallerinden algılanabilmesi,  böylece, örneğin bir tekerlekli sandalyenin hareket ettirilmesine yönelik proje üzerindede çalışıldığını bildiren Gençer, bir başka çalışmayla ise sistemin performansının artırılmaya çalışıldığını söyledi.

EEG sinyalleri ile sadece görüntülü değil, sesli uyarılarla da belirli şeylerin idare edilebileceğini belirten Gençer, "Örneğin bunlar işitme uyarıları da olabilir. Farklı frekanslar arasından yüksek frekanslı bir ses geldiğinde, alacağınız sinyalle bir şeyleri idare edebilirsiniz" diye konuştu.





TÜRKİYE'NİN GENÇ BEYİNLERİ

Projede ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü yüksek lisans öğrencileri Berna Akıncı (25) ve Erman Acar (25) ile birlikte görev alan, doktora öğrencisi Balkar Erdoğan (27) çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Türkiye'de bu sistem sadece bizim bölümümüzde, tamamen kendi geliştirdiğimiz donanım ve sistemle ortaya kondu. 'Heceleme uygulaması' olarak bilinen kelimelerin ekrana yansıtılması benim bilgisayar arayüzü uygulamalarımdan biri. Türkçe karakterlerle bir uygulama geliştirmeye, böyle bir uygulamanın gerektirdiği alt yapıyı da sıfırdan kurmaya çalıştık. Normalde bunlar çok yüksek fiyatlarla satın alınıyor. Ama biz bunu kendimiz geliştirdik. Projenin amacı, hareket edemeyen, konuşamayanların dış dünya ile iletişimine yardımcı olmak.

Ekranda akan karakterlere odaklanarak kelimeleri yazdırmaya çalışıyorsunuz. Bunun için kişi bir harfe odaklanıyor, o harfin olduğu satır-sütun yandığı zaman içinden sayarak kendi beyninde P300 potansiyellerini oluşturmaya çalışıyor. Bu istemsiz olarak oluşan bir sinyal örüntüsü. Bu, örneğin bir şeyi aniden fark ettiğinizde beynin bazı bölgelerinde daha net gözükebilen bir sinyal olarak ortaya çıkıyor. Biz bu sinyali algılayabilirsek, odaklandığımız karakteri ya da bir şekli P300 sinyalini kullanarak diğer diğer kişilere gösterebiliriz." Beyindeki elektriksel faaliyetin normalde çok düşük voltajlı olduğunu ve gürültüden etkilenebildiğini ifade eden Erdoğan, "Bunu bir şekilde elektrotlarla yükselteç devrelerinize aktarıyoruz. Çok kaliteli, gürültüyü bastırıp asıl odaklandığınız sinyalleri iyileştirmeye yarayan devreler olması lazım. Biz de bunu yaptık. Bir uygulamayla o sinyalleri senkronize ediyorsunuz, sağ ya da sol eli ya da tekerlekli sandalyeyi hareket ettirme gibi uygulamalara dönüştürebiliyorsunuz" şeklinde konuştu.

Burada, beyindeki sinyallerin yorumlanmasının söz konusu olduğunu, uyaran bazlı ya da uyaran bazlı olmayan uygulamalar bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Eğer bir uyaran yoksa, sağ ya da sol eli hareket ettirdiğinizi düşünüyorsunuz, beynin bir bölgesi aktive oluyor ve o aktiviteyi bulmaya çalışıyoruz. Ama bunun daha iyileştirilmesi gerekiyor. Biz de bunun üzerinde çalışıyoruz. Bunlar çok pahalı sistemler. Biz düşük maliyetle  gerçekleştirmeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı.

PARA ÖDÜLÜYLE LABORATUVARA MALZEME ALDILAR

Öte yandan, Prof. Dr. Nevzat Gençer yönetimindeki proje Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) tarafından "Daha çok üretmeliyiz" sloganıyla düzenlenen 4. Ulusal Tıbbi Cihaz Proje Yarışmasında birincilik ödülü aldı.

Türkiye'nin tıbbi cihaz alanında yüzde 85 oranında dışa bağımlı olduğunu, bu konuda ülkede daha fazla üretim yapılabilmesi için gerekli altyapının bulunduğunu belirten Gençer, genç bilim adamlarının desteklenmesinin bu noktada büyük önem taşıdığını bildirdi.

Gençer, ödül alan gençlerin araştırmalarını büyük bir özveriyle yürütmelerine rağmen, yarışmada verilen 10 bin TL'lik ödülle laboratuvara malzeme almayı tercih ettiklerini, bunun takdire şayan bir davranış olduğunu söyledi.

haberturk.com
 

hasangurlek

#1
Amerikalı gazilerin protez organlarının kontrolü için uzun yıllardır kullanılan bu sistem ki araştırmalarına 40 yıl önce başlanmış ve sınırlı sayıda insanı ilgilendirecek olmasına rağmen artık Türkiyedede yapılmış olması bir nebze sevindirici. Umarım hazır devre ve programların kullanıldığı yerli montajdan ibaret değildir. Benim anlayamadığım ise her zaman olduğu gibi bunun "müthiş buluş" olarak lanse edilmesi. Artık iletişim çağındayız ve en ücra köyümüzdeki sarı çizmeli mehmet ağa bile bunların önceden icat edildiğini biliyor.

http://en.wikipedia.org/wiki/Brain%E2%80%93computer_interface

Birileride çıkıp kan gurubu testi yapılan kimyasalları üretse hiç fena olmaz ! Adını duymadığımız ülkeler bile bu kimyasalları kendileri üretebilirken biz halen üretemiyoruz. 72 milyonun tümünü ciddi olarak ilgilendiren bir konuda bile herşeyde olduğu gibi dışa bağımlıyız.
http://www.cyber-warrior.org, Although they like whiteness, sometimes twilight is required...  Hala evlilermi bilinmez ama kesinlikle artık uygun değiller !!!

PROTECH_

Alıntı yapılan: hasangurlek - 15 Nisan 2010, 15:45:46
Benim anlayamadığım ise her zaman olduğu gibi bunun "müthiş buluş" olarak lanse edilmesi. Artık iletişim çağındayız ve en ücra köyümüzdeki sarı çizmeli mehmet ağa bile bunların önceden icat edildiğini biliyor.

Çok doğru bir tespit!

---------------------
ama bu farklı :)

Alıntı YapMüthiş buluş, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü ve Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir ile öğrencileri Sedat Nizamoğlu, Tuncay Özel ve Emre Sarı'nın imzasını taşıyor.

Demir, başkanlığını yaptığı araştırma grubunun, nanokristal kullanarak beyaz ışık üretimini dünyada ilk kez ayarlanabilir renk özellikleri ile başardıklarını kaydetti.
Multi-Core ,RTX,ThreadX, FreeRTOS, MODBUS  RTOS - Electronic-Hardware -- BERLIN

ibo1973

Alıntı yapılan: hasangurlek - 15 Nisan 2010, 15:45:46
Amerikalı gazilerin protez organlarının kontrolü için uzun yıllardır kullanılan bu sistem ki araştırmalarına 40 yıl önce başlanmış ve sınırlı sayıda insanı ilgilendirecek olmasına rağmen artık Türkiyedede yapılmış olması bir nebze sevindirici. Umarım hazır devre ve programların kullanıldığı yerli montajdan ibaret değildir. Benim anlayamadığım ise her zaman olduğu gibi bunun "müthiş buluş" olarak lanse edilmesi. Artık iletişim çağındayız ve en ücra köyümüzdeki sarı çizmeli mehmet ağa bile bunların önceden icat edildiğini biliyor.

http://en.wikipedia.org/wiki/Brain%E2%80%93computer_interface

Birileride çıkıp kan gurubu testi yapılan kimyasalları üretse hiç fena olmaz ! Adını duymadığımız ülkeler bile bu kimyasalları kendileri üretebilirken biz halen üretemiyoruz. 72 milyonun tümünü ciddi olarak ilgilendiren bir konuda bile herşeyde olduğu gibi dışa bağımlıyız.

benim ülkemde üretildiği için bence müthiş bir buluştur yapanları tebrik ediyorum...

sizin tavrınız ve yaklaşımınız açıkcası hiçte kanımca doğru değil .

bazı durumlardada keşfedilen amerikayı yeniden keşfetmenin de doğru olduğunu düşünüyorum
1-bahsi geçen cihaz türkiyede yapılmıştır Yurt dışında yapılan cihaz her ne ise yapana aitttir satın almak yada projesini almak ne kadar mümkün olucaktır yada alınsa bile kaça alınıcaktır bizler yapmak istediğimiz cihazların hazırlarını internette gördüğümüz halde oturup cihazı tekrardan tasalıyoruz bazen yazılımını yeniden yazıyoruz neden ? cevabı çok açık beğenmediğimiz bir tarafları mutlaka oluyor ozaman oturup yeniden yapıyoruz hem yapınca proje tamamen bizim oluyor ve her şeyi elimizin altında oluyor

2- sizin veridiğiniz linktedi cihaz ile yapılan cihaz aynımıdır temelde beyini sinyallerini alıyor ama detayı nedir bire bir aynımıdır vs vs

bence başkalarının yaptıklarını eliştirmeden önce kendinize şunu sormalısınız ben ne yaptım ? icratlarım nelerdir madem kan testi ile ilgili açık görüyorsunuz buyurun siz yapın ticari amaçla. buarsı türkiye unutmayınız burada üretim yapm diğer ülkelerden farklıdır kolay değildir normalde değildir zor da değildir imkansıza yakındır sebeblerini herkez bilir ama özetle ham madde fiyatları pahalıdır - elektirik pahalıdır - işçilik pahalıdır ( yada sizin aradığınız nitelikte işçi bulmak zordur bulduklarınızda çok yüksek maaş isterler ) - aklınıza hayalinize gelmiyicek yerlerden vergi isterler -  büraksi inanılmaz derece karışık ve zordur - her taraftan elinizi kolunuzu bağlarlar işin özet kısmı o yüzden üretim yapmak imkansıza yakındır daha güzel bir örnek veriyim vakti zamanında tahminen 15 yıl kadar önce cd romların ilk çıkmaya başlyıp yayılmaya başladığı dönemlere yurt dışından cd ler geliyordu kutusuz çoğunlukla ve adet olarak çok fazla satılıyordu bende o dönem baktımki cd ler çok satılıyor ama cd kutusu nerdeyse yok denicek kadar az olanda pahalı düşündüm biraz araştırma yapıp cd kutusu imalatına girmeye karar verdim ve başladım araştırmaya önce kalıpçıya gittim cd kutusundan bir örnek gösterdim ve bun kalıp fiyatını sordum bir kaç tane kalıbçı cd kutusunu yapabiliceğine kanat getiremedi neyse birisine gitrtim yaparım dedi tamam dedim fiyat alalalım tek bir basısta 6 adet kutu çıkarıcak bir kalıba bundan 15 sene kadar önce 50 milyar para istedi bu günün tahmini parası 300 milyar 2 tane istanbulda daire parası : ve 6 ay zaman dedi peki dedik borçla 2 - 3 ortakla yapılabilirdi bu para karşılanabilirdi 6 ay içinde kalıb işini sorduk tan sonra geldi hammadeye cd kutusunda kulanılan hammade kristal adlı bir hammade tonu türkiyede ozamanlar 1000 dolardı sanırım hesapladık ve bir cd kutusunu aldım koydum teraziye hepladım oda ne çinden gelen hazır cd kutusu bizim burdaki hammadeden daha ucuza geliyor petkimden hammade alıcağıma hazır cd kutusu alıp onları kırıp enjeksiyonda kendi kalıbımla tekrar cd kutusu yapsam daha ucuza geliyor şimdi geldik neden bazı şeyler asla yapılamıyor tükiyede kısmına yukarda başıma gelenler sanırım güzel bir örnektir neden yapılmadığına istediğiniz kadar iyi niyetli azimli olun yapamazsınız türkiyedeki işletim sistemi arızalı ve tamir edebilicek bir başbakan vs çıkmadı şimdiye kadar

bu bağlamda eleştirilerimize dikkat edelim siz şimdi bu cihazı tasarlayan insanlarla konuşşanız kim bilir ne im kansızlıkları aşımışlardır ve ne kadar zor şartlarda bu cihazı tasarlamışlardır cihazı ben tasarlamadım ama yada tasarlaya kişileride tanımam ama onlar adına kırıldım ve cevap yazma isteği duydum

saygılar ve iyi forumlar dilerim.