Picproje Elektronik Sitesi

İlginç bir video. Özenilerek hazırlanmış. Ama "Zar Boyutu" demeseymiş iyiymiş, çok kötü bir çeviri olmuş. Halbuki Google Translate'e yazsa doğrusunu bulabilirdi.

Apollo 13'e kadar yolu var aslında, geçmişten günümüze diye bir ekleme ya da dizi olabilir. O kadarcık alanda 10 milyon transistör olmasıyla 1 katrilyon milyon milyar transistör olması arasındaki fark ifade edilse daha iyi olurmuş.

Alıntı yapılan: Tagli - 23 Şubat 2021, 10:13:51İlginç bir video. Özenilerek hazırlanmış. Ama "Zar Boyutu" demeseymiş iyiymiş, çok kötü bir çeviri olmuş. Halbuki Google Translate'e yazsa doğrusunu bulabilirdi.

Bence kötü bir çeviri durmuyor.

@engerex , çeviride çifte hata var. "Die Size" ifadesinden çevirmeye çalışmış. Buradaki die, kalıp ya da çekirdek anlamındadır. Entegre kılıfının ortasındaki entegre devreyi ifade eder. Bu arkadaş die = zar mantığı ile gitmiş ama aslında burada ikinci hata var: Evet, die aynı zamanda zar anlamına da gelir ama "soğan zarı" ifadesindeki zar değil, "tavla zarı" ifadesindeki zardır. Bunun da orijinal anlamı ile hiçbir ilgisi yok.

Videodaki ikinci bir hata - ki sıklıkla herkes tarafından yapıldığı için yukarıdaki kadar garip gelmiyor kulağa - "Powered by.." ifadesinin "..tarafından güçlendirilmiştir" şeklinde çevrilmesi. Olayın güçlendirmek ile uzaktan yakından alakası yok. Çoğu zaman bu ifadenin "enerji vermek" anlamı da yok. Türkçe'ye çok temiz bir çevirisi belki mümkün değil ama, "arkasında bu var" veya "bunun sayesinde çalışmaktadır" gibi bir anlamı var.

@Tagli Haberi yapan arkadaş üzerinden gitmişsin ama "zar alanı" oldukça sık kullanılıyor. Özellikle editörlük yaptığı sitede. Çevirinin kaynağı kimdir bilemeyeceğim ama Türkçe kaynaklarda sıkça İngilizcesi kullanılan kelimeleri Türkçe kullanmakta ısrarcı oldukları için kullanımını yaygınlaştırmış olabilir.

Yıllardır aya gidilmediği, aslında yalan söylendiğini tartışıp duruyor memleket. Şimdi ne dersiniz artık inanılabilecek duruma gelmiş mi?

Aya mekigin indigine inaniliyor. Aya insan gittigine inanilmiyor.

Alıntı yapılan: z - 24 Şubat 2021, 11:09:46Aya mekigin indigine inaniliyor. Aya insan gittigine inanilmiyor.

Aya gidildiğine inanmayanların belki çok sebebi olabilir. Kompo teorileri vs inana birisi de değilim. Aklıma takılan ek şey; yaklaşık 50-60 yıldır uzaya bişeyler gönderiliyor. Dünyaya dönen oluyor dönemeyen oluyor vs. Bu cihazların, mekiklerin tasarımları, kodları paylaşılmadı. benim aklımı kurcalayan bu. Belki paylaşıldı haberim yoktur o benim cahilliğimdir. Ancak bu kadar ileri teknolojiye sahipken; 1969 da apollo 11 görevinde yazılımın bozulduğu, mekiğin Arsev Eraslan tarafından manuel kontrol edildiği biliniyor. 69'daki teknolojiyi kat be kat aşmışken bugün ay ile dolmuş seferlerine başlamış olmamız gerekmez mi?
https://www.webtekno.com/apollo-11-gorevi-nasa-h72716.html
Ay yüzeyinde önemli birşey yoksa altında da mı yok?
Marsa yolculuk yapılacaksa bunu ay yüzeyinden yapmak ya da ayı geçiçi bir uzay üssü gibi düşünmek daha faydalı olmaz mı? Tabi ki bunlar kolay işler değil ancak 50 yıldır bir tohum atmışız daha da öteye somut olarak gidilememiş.
USA-SSCB savaşının en faydalı sonucu belki de aya çıkma yarışıdır.

Forumda daha once konusuldu ama bulmak mesele.

https://qz.com/726338/the-code-that-took-america-to-the-moon-was-just-published-to-github-and-its-like-a-1960s-time-capsule/

Aya yada başka bir gezegene gitsekte oradan tonlarca madeni, atmosferdeki sürtünmeyi  geçip getiremiyoruz. Haliyle öncelik bunların dünyaya nasıl getirilebileceği, kaldı ki altın varsa bile onu oradan ayrıştırmak için ekipman ve su ihtiyacı var. Haliyle onları daha götüremiyoruz.


Diğer yandan herşey hız demek değildir. Yüksek hızlı işlemciler daha düşük (küçük demeliydim) geometrili kristal yapılar demektir. Bu da uzayda bulunan ışınımlara karşı hata olasılığını arttırır. Mesela güneş patlamaları olduğunda UUİ deki astronotlar özel korumalı bölgelere giderek beklerler. Bunu yapmazlarsa ışınımlardan etkilenip kanser olmaları bir yana örneğin rahatsız etkilerinden biri de bu ışınımların göz sinirlerine geldiğinde beyinde parlak noktacıklar görüldüğü hissini oluşturmasıdır. İşte bu ışınımlar da işlemci yada devrelerdeki düşük seviyeli ve yüksek hızlı bilgi akışlarında bit değişiklikleri ile sistemin kilitlenmesine kadar giden sonuçlar doğurabilirler. Hatırlarsanız aerospace uygulamalarında "radiation hardened" denilen sınıfta yarı iletkenler olduğunu bunların  bazılarının çevirdiği gibi "radyasyonla sertleştirilmiş" anlamına gelmediğini, bu ışınımlara karşı dayanıklı olduğunu ifade etmiştim. Şimdi 7nm lik işlemcilerle ve ultra düşük voltaj seviyesinde çalıştığınız zaman veri hatalarının daha yüksek nm li elemanlara göre fazla olacağı aşikar.
Ek olarak veri akışı için daha korunaklı ve daha az öncelikli sistemlerde (video-fotoğraf-ses aktarımı) muhtemelen daha hızlı şeyler kullanmışlardır.

Bunun yanında hatırlarsanız ihalardaki kameralar bile full hd idi. Sonuçta 2-4-8k video standartları ile daha yüksek çözünürlüklü foto alabilen sensörler de var. Yine de düşükler kullanılıyor. Bu araçta da ccd gibi ışınımlara hassas sensörlerin etkilenmemesi için düşük çözünürlük veya yüksek çözünürlük özel üretim daha kaba sensörler kullanmışlardır. Her ne kadar marsta atmosfer varsa da (dron uçabildiğine göre)  9 yıl önceki Curiosity den alınan verilerle bu radyasyon etkileşimleri  ölçülmüştür. Işınım sadece uzaydan değil mars yüzeyinden de ortaya çıkabilir. Böyle  durumlarda cihazın kilitlenmesini istemezler sanırım. Bir de programların saklandığı belleklerin  de verilerinde değişiklik olmaması gerekli tabi.

Mars ile dünya üzerindeki bağlantı istasyonu arasındaki veri hızı mesafeden dolayı çok yavaş. O yüzden kısa bir videonun dünyaya gönderilmesi bile günlerce sürüyormuş. Onun yerine kaliteli fotoğraf gönderiliyor. Verilen komutun yerine getirilmesi 7 dakika gecikmeli olduğunu da unutmayalım.

Alıntı yapılan: z - 24 Şubat 2021, 11:09:46Aya mekigin indigine inaniliyor. Aya insan gittigine inanilmiyor.

Aslında bu konuyu kesinleştirecek bir şey düşünmüşler. Aya giden ekip lazer ışınlarını geri yansıtacak bir ayna yerleştirdi. Koordinatları da biliniyor isteyen lazer ışını gönderip geri dönüşünü görebilir.

JPL'in derin uzay haberleşme biriminden DR. Umut YILDIZ'ı daha iyi bilgiler için takip edebilirsiniz https://twitter.com/umutayildiz
https://umutayildiz.com/
https://www.youtube.com/c/umutyildiz