Kombideki pompa sıcak suyu tesisata basar. Kombiye yakın peteklerin vanaları kısılır böylece sıcak su en uzak peteğe de gider.
Eğer bu vanaları iyi ayarlamazsak kombiye yakın petekler aşırı ısınırken uzak petekler ılık kalabilir.
Durum böyle iken aklıma kalbimiz, damarlar ve hücreler geldi.
Kalp kombideki pompa, damarlar boru tesisatı, hücreler ise peteklere karşılık gelmekte.
Nasıl oluyor da yakın hücreler ve kalbe uzak hücreler kandan gereği kadar yararlanabiliyor.
Bir kontrol düzeneği şart gibi.
Bildigim kadari ile bu işi damar içi kaslar yapiyor. Bu kaslarin düzgün calismamasi yüksek tansiyona neden oluyor.
Termostatik vana kullanıyoruz , yakın petek önce ısınıyor , kesit daralıyor , sıcak su akışı bir sonraki peteği dahaçok ısıtıyor. Bu şekilde devam ediyor.
Damarlarda da kesit değişkendir.
Efor sarf etmiyorken vucut fonksyonlarınız normalken yemek yemeğe başlarsanız kol ve bacaklarınız üşümeye başlar. Daha az kan gittiği için. Sindirim sistemi harekete geçtiği için kan akışı karın bölgesinde artar.
Ayrıca atar damar kesitleri de farklıdır , aort diyaframı geçinceye kadar bölünmez , daralmaz. Alt bölgelere en yüksek akışı sağlar. Şah damarıyla kıyaslanırsa 3 şeritli otoban ile bağlantı yolu gibidir.
Büyük dolaşım sistemi kendi başına kontrol sistemini oluşturur. Küçük ise onun uydusudur.
Beyin ve sinir sistemi kontrol mekanizmasının girişlerinden biridir. (set point değerini etkiler)
Kendi elektriğini üreten kalp dolaşım sisteminde asıl söz sahibidir.
Hatta üretim fazlasıyla gözlerimizde iris hareketini karşılar.
Göze ışık tutulduğunda göz bebekleri küçülmüyorsa kalp görevini yerine getiremiyor demektir.
kombiden uzaklaşmayla doğru orantılı boru çapını küçültsek daha ekonomik olmaz mı?
Kalp ve damarlar vücut dolaşımı için yetersizdir. Bu nedenle bir de lenf damarları bulunur. Burada hücrelere gönderilen kan haricindeki sıvılar tekrardan toplanır. Lenf damarları tıkanırsa fil hastalığı dediğimiz hastalık meydana gelir.
Damar yapıları da değişkendir.
Damarların kesiti değiştiği gibi iç yapısı da değişir. Örneğin bacaklardaki damarlarda kanın geri akmaması adına kapakçıklar vardır
http://www.kalpvedamar.com/index_html_files/400.jpg
Ayrıca damarlarda bulunan basınç oldukça yüksek seviyelerde. Kalp çok güçlü bir pompa.
Dolaşım sistemi petek-kombi sistemiyle modellenemeyecek kadar karmaşıktır.
Alıntı yapılan: Zoroaster - 04 Şubat 2017, 14:35:35
Bir kontrol düzeneği şart gibi.
kombiden uzaklaşmayla doğru orantılı boru çapını küçültsek daha ekonomik olmaz mı?
Dawkins'in Kör saatçi kitabında evrim sürecinde vücudumuz, aynı elektiriğin izlediği en kolay yol gibi en ekonomik çözümü en kolay çözümü izlediğini belirtiyor. Ayrıca söylediğiniz gibi bir mekanizma da var yani zürafada mesela koşmaya başladığında veya korku anında kanın beyne ani pompalanmasını engelleyecek bir lif bulunuyor, bu lif sağ kolu ile boynunu ve kalbin aort çıkına kadar ilerliyor beyin kanamaasını önlüyor. insanda da var ama zürafa kadar belirgin değil.
Hocam konularınızı dikkatle takip ediyorum ve şu dikey ekseni kesen döner çubuk başklıkta cevap vermediniz. Saygılarımla
O soruya çok fazla kafa yormadım. İlgisini çeken biri olur diye gündeme getirmiştim.
insan vucudu apa ayrı, iki dolaşım sistemi var. büyük kan dolaşımı ve küçük kan dolaşımı.
kaba tabirle yaşamsa öneme sahip organlarındaki küçük kan dolaşımı, dğeri büyük kandolaşımı. detay için orta okul fen bilgisi kitapları
ayrıca tansiyon; kalbin kanı pompalası ve geri çekme anındaki damarlardaki basınçtır.
Alıntı yapılan: asma - 04 Şubat 2017, 15:13:27
Termostatik vana kullanıyoruz , yakın petek önce ısınıyor , kesit daralıyor , sıcak su akışı bir sonraki peteği dahaçok ısıtıyor. Bu şekilde devam ediyor.
Damarlarda da kesit değişkendir.
Efor sarf etmiyorken vucut fonksyonlarınız normalken yemek yemeğe başlarsanız kol ve bacaklarınız üşümeye başlar. Daha az kan gittiği için. Sindirim sistemi harekete geçtiği için kan akışı karın bölgesinde artar.
Ayrıca atar damar kesitleri de farklıdır , aort diyaframı geçinceye kadar bölünmez , daralmaz. Alt bölgelere en yüksek akışı sağlar. Şah damarıyla kıyaslanırsa 3 şeritli otoban ile bağlantı yolu gibidir.
Büyük dolaşım sistemi kendi başına kontrol sistemini oluşturur. Küçük ise onun uydusudur.
Beyin ve sinir sistemi kontrol mekanizmasının girişlerinden biridir. (set point değerini etkiler)
Kendi elektriğini üreten kalp dolaşım sisteminde asıl söz sahibidir.
Hatta üretim fazlasıyla gözlerimizde iris hareketini karşılar.
Göze ışık tutulduğunda göz bebekleri küçülmüyorsa kalp görevini yerine getiremiyor demektir.
iris tepkisi bildiğim kadarıyla beyin fonksiyonları ile alakalı. Doğrudan kalp ile alakalı demek biraz zor sanki. Neticede tüm sistem kalbin çalışmasına bağlı sayılır.
iris üzerinden beyin kanaması geçirilip geçirilmediği, uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı, ya da vücuttaki adrenalin seviyesi anlaşılır. İrisler orta beyin tarafından otonom olarak hareket ettirilir.
Arkadaşımız parasempatik ve sempatik otonom sinir yapılarını kast ederek kalp hızına bağlamış olabilir.
Yazdıklarım çok ciddi ya da bilimsel değildi.
Bir yeden aklımda kalmış; kalp kendi enerjisini üretir , göz bebeklerini küçültecek enerjiyi de sağlar diye. Sonuçta kas hareketi gibidir , tek yönlü çalışır.
Gözler kalbin aynasıdır diyelim , olsun bitsin. ;)