Mühendiste Aranan Nitelikler Hakkında

Başlatan keshh, 09 Temmuz 2008, 14:34:09

erkan614

:lol:  tabi tabi üni'den kalma bi alışkanlık mecaz yolla "sizinle ayni goruşte değilim" manasında sonradan yanlış anlama olamsın ve açıklayıcı olsundiye edit yazdım ama senkronizasyonsuzluktan kaçırdınız
siz emoya uyemisiniz?

>>Tecrübe eksikliği belki normal de kendine güvenin neden eksik olduğunu
>>ben de çözemedim. Tanıdığım herkes kendini yetersiz buluyor ki sevdiği
>>alanda yüksek lisans yapmayı düşünüyor.

turkiyedeki %90 elektronik uzerine yuksek lisanns hakiki manada bir vakit kaybı ve askerlikten kaçma bahanesidir. %10 unu niyeti dahaa gerçekçi
%90 a tavsiyem mba yapmalarıdır.

keshh

Alıntı yapılan: "erkan614":lol:  tabi tabi üni'den kalma bi alışkanlık mecaz yolla "sizinle ayni goruşte değilim" manasında sonradan yanlış anlama olamsın ve açıklayıcı olsundiye edit yazdım ama senkronizasyonsuzluktan kaçırdınız
siz emoya uyemisiniz?

>>Tecrübe eksikliği belki normal de kendine güvenin neden eksik olduğunu
>>ben de çözemedim. Tanıdığım herkes kendini yetersiz buluyor ki sevdiği
>>alanda yüksek lisans yapmayı düşünüyor.

turkiyedeki %90 elektronik uzerine yuksek lisanns hakiki manada bir vakit kaybı ve askerlikten kaçma bahanesidir. %10 unu niyeti dahaa gerçekçi
%90 a tavsiyem mba yapmalarıdır.

Açıklamanız için teşekkür ederim. Henüz mezun olmadığım için üye değilim (gönül bağım var ve 15 yıldır işleyişi hakkında az çok fikrim oluştu :D)
ancak öğrenci komisyonunun çalışmalarına vakit buldukça katılıyorum
nihayetinde EMO'da tanıdıklarım hep iyi niyetli insanlardı hiçbiri elektronikçiler işsiz kalsın demiyor ki zaten İstanbul yönetiminde
elektronik, bilgisayar, haberleşme nerdeyse her bölümden genç insanlar var.

Yüksek lisans hakkındaki görüşlerinize katılıyorum. Hele ben satış mühendisi
olcam diyenlerin neden yüksek lisans yaptıklarını veya dört yıl mühendislik okuduklarını çözemedim.
ct[/url]

mihri

Bildiğim kadarıyla EMO Üyelerine sürekli piknik için mesaj yollayan bir kuruluş. Bunun haricinde ticaret, siyaset de yapıyor. Neyse EMO' yu bir kenara bırakalım.
Asıl vahim konu ÖSS'de EE Mühendisliğini seçen ama manav yada kasap olabilecek nitelikte olan insanlar. Mezun olduğum üniversitede her sene 100 öğrenci mezun oluyor ama bu öğrencilerin arasında gerçek mühendislerin sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor. Diğer üniversitelerde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum.
Bence bu problemin çözümü meslek liselerinin önünün açılmasıyla çözülebilir. Çünkü ÖSS' sınavına giren öğrencilerin çoğunun kafasında ya doktor olmak ya mühendis olmak yada eczacı falan filan olmak var, kısacası yüksek maaşlı işler var. Karambole mühendislik çıkıyor sonra al sana patates mühendis.
Esas sorun işte burda kendini gösteriyor eğitim sistemimiz çok kötü, o kadar kötüki Fatih'in İstanbulu fethettiği yaşa gelen gençlerimizin çoğu idealsiz, hedefsiz insanlar oluyor.

Benim düşüncelerim böyle arkadaşlar kusurum varsa özür dilerim. ;)
"Eppur si muove!"

keshh

Alıntı yapılan: "mihri"Bildiğim kadarıyla EMO Üyelerine sürekli piknik için mesaj yollayan bir kuruluş. Bunun haricinde ticaret, siyaset de yapıyor. Neyse EMO' yu bir kenara bırakalım.
Asıl vahim konu ÖSS'de EE Mühendisliğini seçen ama manav yada kasap olabilecek nitelikte olan insanlar. Mezun olduğum üniversitede her sene 100 öğrenci mezun oluyor ama bu öğrencilerin arasında gerçek mühendislerin sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor. Diğer üniversitelerde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum.
Bence bu problemin çözümü meslek liselerinin önünün açılmasıyla çözülebilir. Çünkü ÖSS' sınavına giren öğrencilerin çoğunun kafasında ya doktor olmak ya mühendis olmak yada eczacı falan filan olmak var, kısacası yüksek maaşlı işler var. Karambole mühendislik çıkıyor sonra al sana patates mühendis.
Esas sorun işte burda kendini gösteriyor eğitim sistemimiz çok kötü, o kadar kötüki Fatih'in İstanbulu fethettiği yaşa gelen gençlerimizin çoğu idealsiz, hedefsiz insanlar oluyor.

Benim düşüncelerim böyle arkadaşlar kusurum varsa özür dilerim. ;)

Sadece bir örnek EMO'nun çıkarmış olduğu
Enerji Kalitesi ve Harmonikler kitabı teknik üniversitede ders kitabı olarak kullanılmaktadır.
Bir kurumu kötülemek bu kadar kolay olmamalı. Yok ben bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olcam demeye devam ediyorsanız bana ne kendi düşünce aleminizde yaşayabilirsiniz :)

Patates mühendisler çokça var haklısınız ama sorunun çok yönünden
bir de başka bir yönünü ele alalım bir tarafta ilkokuldan beri heryerde derece yapmış, dershaneye
hiç para vermemiş hep burslu hep başarılı olmuş fen (kendimden biliyorum :P) veya anadolu lisesine
gitmiş ve sonunda mühendis olmuş öss stresinden gebermiş biri. ÖSS'de hiçbir şey yapamama riskini göze almış
diğer tarafta ise nasıl olsa üniversiteyi kazanacağa benzemiyor bizim çocuk
gitsin meslek lisesine mesleğini öğrensin hayatını kazansın denilen bir genç.
Aslında ikisinin de hayatı farklı yöntemlerle olsa da mahvediliyor. Bana kalsa resim yapardım. Okula bile ihtiyacım yoktu belki ama hayat şartları, ailenin maddi durumu zorluyor. Öbür tarafta meslek lisesine yollanan gencinde baskı altında kaldığı bir gerçek. Hemen okulu bitirip işe başlaması gerektiği eminim sürekli hatırlatılmış istekleri hep arka plana atılmıştır. Yani biri gittiği teknik-mesleki liseyi ille de sevecek ya da ordan işinin ehli olarak çıkacak diye bir şey yok. Ama katsayı uygulaması kalksa bile
meslek lisesinden mezun birinin işi kolay olmayacaktır.
Nihayetinde fen ve matematik eğitimleri fen ve anadoluların yanında oldukça zayıf kalıyor.
Öbür taraftan direkt mühendislik fakültelerine gitseler öbür gencin hakkı
yenmeyecek mi veya her teknisyen mühendis olsa ara eleman diye bir şey kalmayacak ve belki mühendislik şimdikinden daha çok teknik adamlığa dönüşecek.

İyi akşamlar.
ct[/url]

z

@Kesh

Analitik dusunce kavraminindan bir haber bir kisiye muhendisligi anlatamazsin.

------------------

Bu kavrami oturtamamis, bilgilerini piyasanin ihtiyaci olan tecrubelerle harmanlayamamis bir muhendis, cogunlukla ciraklarin bile oyuncagi olacaktir.

Bu dusunce seklini bir baska teknik vasifli kisinin kazanmasi cogunlukla imkansizdir. Bir muhendis egerki tasarim isleri yapiyor fakat tasarimlarinda hic bir hesaplama yapmiyorsa muhendislik yapiyorum dememeli.

Yillarin duvar ustasi da pek ala kendi evini tasarlayabilir ve gercek hayata gecirebilir. Acaba bu ustamiza, evi tasarladigi icin insaat muhendis diyebilirmiyiz?

Genelde bu tur tarismalarin sebebi  tasarimci = muhendis  yanilgisindan alevlenir. Halbuki pek ala kalfa da tasarim yapabilir.
Bana e^st de diyebilirsiniz.   www.cncdesigner.com

timpati

EMO konusunda @mihri'ye katılıyorum, bursa'da olduğum süre içinde beni sadece ya pikniğe çağırdılar, ya da giriş ücreti yüksek panel-kurs programlarına. içerde neler oluyor tam bilmiyorum, biz bize yansıyan kadarını biliriz. okulundan mezun olan her müh (elo-eln ve bilg) buraya kayıtlı varsayılıyormuş ve her ay aidat vermesi zorunluymuş. kaydolup da aidatını ödemeyene de bülten ve dergilerini yolluyorlardı, düzenli ödeyene de. şimdi onu da kestiler. isterdim ki üyelerine birer evlat muamelesi yapsınlar, onları kollasınlar. aidatı geciktirdim, bir gün bana gelen mektupla delirdim sanki. sanırım masa başında oturan bir hanfendinin elinden çıkmış yazıda "aidatı ödemeyen mühendislerin çalışma izinleri ellerinden alınacak" diyordu. siz kim oluyorsunuz ya? beni siz mi mezun ettiniz, bana ne verdiniz de ne istiyorsunuz? neyse, o sadece kendi halinde bir kurum, eğlensinler kafalarına göre.

devletin ya da memleketin genel hali ortada iken dışarıdan yardım beklemek de yanlış bence. temel haklarımız bile tam olarak elimizde değilken, kimi kime şikayet ediyorsunuz ki? tamam, eğitim (pardon öğretim demek daha doğru) yeterli değil ancak kişinin kendisinin de biraz hevesli olması gerek. medya yüzünden birçok gencimiz başka bir dünyada yaşıyor, istekleri aslında başkalarının dayatması, kendi isteğinin ne olduğunu bilmiyor. özdeğerlerimizden uzaklaşıyoruz, şimdi konuyu

"mühendis nedir? teknisyen nedir? ne olmalı, piyasada olan ne? aksamanın suçu kime atılmalı? gurur mu para mı?" gibi ana başlıklardan çıkarıp
"ne yapılabilir? kime ne görevler düşüyor? olumsuzu nasıl olumluya çevirebiliriz"e getirmek gerek. yanlış? eksik?
why mr. anderson, why ?

files

Türk telekomu da yabana atmayalım. sınav açıp kelle başı 30YTL civarı topluyormuş. 50 bin kişi de girebilir. nekadar çok giren olurs okadar sınav açsın. sınavdan gelen parayla alınacak 3-5 mühendisin 1 senelik maaşı rahat çıkacaktır.  her sene sınav açmakta yarar var.

SpeedyX

Bu gidişle Türkiye ile aramızdaki mesafe korunacak gibi görünüyor.

bizde umo ya üyeyiz - uzaktaki mühendisler odası :)

erkan614

bi daha foruma pda ile mesaj yazmıycam. son yazdığım mesaj gelmemiş o kadarda uraşmıştım o minicik klavyeyi kullanmak için. neyse konumuza donelim
bi arkadaşımız ilan vermiş
Alıntı Yap
elektronik haberleşme bölümünden mezun oldum ve iş arıyorum pcb çıkarımı,asm,8051 programlayabilir,elektronik devre montajı yapabilirim,bilgisayar bilgim üst düzeyde,bilgisayar üzerinde yazılım yapılacak olan word exel vb. programlardan anlarım bilgisayar kursu diplomam var.
"vasat seviyede ingilizce biliyorum" şeklinde birmadde de eklense bence yeni mezun olmuş bir muhendiste aranacak butun özellikler sağlanmış olur.
siz bu kişiyi yanınıza alır çalıştırırsanız en geç 2 sene içinde c ile program yazan gerektiğinde plc sistemlerle haberleşebilen devreler tasarlayan ve gnd sinyal yolları çok iyi yalıtılmış gurultulere dayanıklı pcb çıkaran bi muhendis kazandırırsınız Türkiye'ye.

""bence bir muhendiste aranacak en önemli özellik, şema ve devre takip kabiliyetidir.""
diğerleri teferruattır.

edit: unutmadan @keshh sana bi tavsiyede bulunayim her nekardar emo yu sevmesem de (çok belli ederim) her muhendisin ve adayının, kayıt yaptırması taraftarıyım, ve senin üni de okuyor olman üyelik için bir sorun teşkil etmez. emo genç diye bi şey var (gerçi derin duygularla bağlı imişsin bilmen lazım) üni de okuyan em eem bm kayıt yaptırabilir. ayrıca bir öteki güzelliği de mezun oluncaya kadar aidat almıyorlar (mezun olunca nasıl olsa bunun acısını çıkarırız düşüncesi güdüyorlardır kesin, ... )
tavsiyem hiç vakit kaybetmeden baş vur çok faydasını görüceksin. düşün emo hakkındaki düşüncelerimi biliyosun ben bile emo gence üyeydim,

KAZIMUGUR

Obüsü görmemiş , piyade tüfeğini uzun sanırmış.
Meslek de geçen senelerim bir çoğunuzun yaşından fazla. :)
Eskiden elektronik-elektrik farkı yoktu.Kim ne denk getirirse imzalardı.
Elektronik de  onay gerektiren pek proje yoktu.Olduğu zamanda kim onaylayacak-emo ben bilmem ama onaylamak isterin filan tripleri olurdu.
Elektrik de proje ekleri oda yayınlarından temin edilirdi.Örneğin trafo-direk-beton hesapları.Oda onayı , projenin düzenleme kuralları konusunda idi.Hesap-seçim doğruluğu müellifin sorumluluğundadır.
Proje , tiplerine göre ,odanın düzenlediği tablolara göre ücretlendirilirdi.
Sonra Marmaris çiçeklerini sulayan bir "nü ressam" , tüm odaların gereksiz olduğu vehmine kapıldı ve kapatıldılar.
Belediyeye götürülen projeler de sadece müellifin imzası ve mühürü yeterli idi.Ücretler ise gönülden ne koparsa hesabı.Sadece belediye değil enerji bakanlığı için de.
Nemi oldu , müteahhitler yeni oyun buldu."Topun" adı mühendisler di.
Sonra sahneye birinin "o benim memurum" dediği bir meslekdaş çıktı ve oy uğruna odaları yeniden açtı.Ve yine oy uğruna 4 yıllık meslek yüksek okullarını bitirenler bilmem kaç senelik olanlarına mühendislik hakkı vaad etti.Uzun zamanda süründü durdu teklif. :) Hatırladığım o yıllarda 1 veya 2 tane kalmıştı o okullardan.Ondan az önce örneğin idmma admma ,akademi statüsünden fakülte statüsüne geçtiler .Bunu da diplomaya bölüm yerine fakülte yazdıkları için öyle olması gerekir ve fakülteler müh diploması verir iddiasıyla(buna değeri kendinden menkul de denir) diyerek yaptılar. :)

"Okullarda mühendis olunabilir ya da olunamaz ama mezun olunabilinir.
Mezuniyet sonrası mühendis olunabilir ya da olunamaz.Bu sadece kişiye kalmış bir olaydır.İkinci sonuç aynı zamanda okul olmadan da mühendis olunur ya da olunamaz sonucunu da doğurur."

Bu ülke de hem kötü hem iyi kişiler yaşıyor.Onların eylemleri de iyi ve kötü olayları oluşturuyor.Ara sıra iyiler  kötü ,kötüler iyi iş yapabiliyor.
Bulunduğumuz çevre de ne görürsek öyle sanıyoruz.

Sıkca seminerlere gidenler : Yararlandı ise odayı iyi sanır , yararlanmadı ise işe yaramaz sanır.Küçük yerlerde bu önemsizdir.Çünkü orada yoktur.
TSE nin mesleğimizi ilgilendiren bir çok kuralı oda zorlaması ya da öngörmesi ile oluştu.
Kötü yanları ise var elbette.Yapmadıkları her şey kötü.Daha fazla "şey"yapabilirlerdi.
O "şey" leri söyler ve yapılmasın da takipci ve ya müdahil olursanız siz de odanın bir parçasısınız demektir.Aksi durumda eleştiren olmak hakkınız var. :)

Eskilerden azıcık daha anlatayım.
O zamanki adıyla sadece sanat okullarından öğrenci kabul eden okullar vardı.Yıldız teknik yüksek okulu gibi.Sonra adını akademi yapınca tekniker değil mühendis diploması verir oldu.Piyasa uygulamalı konularda bu okulların mezunlarını tercih ederdi.Bu okullardaki disiplin aşırı düzeyde idi ve ve dökülme yarı yarıya idi.76 lı yıllardan sonra hedefe bu okullar kondu ve mektupla öğrenim gibi bir şekle döndüler.Devam mecburiyeti yok vize şartı yok.6+1 hak.Sene sonu sınavdan 50 al geç meh sana diploma.Sıkıyorsa vermesinler aralıksız 60 gün boykot vakayı adi.Belinde tabanca olan öğrenciye diploma vermemek cesaretin de hocamı var.Ayrıca onların da safları belli zaten.
Sonuç = düşen eğitim kalitesi=(Piyasanın durum değerlendirmesi en fazla 6 aydır.)Yorumlardaki zavallı müh tabloları.
Bu filmin bir versiyonu da teknik eleman okulları için sahnelenmişti.Ortaokul düzeyinde fraksiyonlar...
O yıllarda yakınım olan bir prof , sınıflardaki iyi öğrenci sayısı sınıf mevcudundan bağımsızdır ve ancak 3-5 tanedir 6 görmedim demişti.
Bir kaç ay önce,  ülkemizin ve dünyanın konusunda en iyilerinden bir hocamız da aynı sayıyı verince şaşırdım.Eski söylemi hatırlattım.Dedi şaşırma bu tüm dünya okulları için geçerlidir ve o 3-5 kişi herkesce aranır o yüzden ortalıkda göremezsiniz,yok sanırsınız.

Her konuda yetişmek zor ve zaman alıyor.Bu görüldüğünde okuldan mezunların her işi yapmasına kısıtlama getirildi.Belirli süreler eskilerin yanında çalışması , onların gözetiminde prejeler yapması şartı getirildi.
Yeniler mızırdandı , okul bizi sınavdan geçirdi layık gördü, bizi oda ya da belediyemi yoksa siyasilermi değerlendirebilir, kimmiş onlarda diye.
Sonra sesleri "nü ressamımızın" kulağına kadar ulaşınca diploma yeter dendi.Bir diğer projesi de okuma yazma bilen-bilmeyen oranını değiştirmek için yaşlıları okuma öğrenme zorunluluğuna zorlaması idi,bu uzun ve zor yoldu.Allah muhafaza buyurdu, ya oranı yükseltmek için en kestirmeme ve ucuz yol gelse idi aklına ?
Yakın zamanın depremi olmasaydı mesele yoktu da, işi bilenler, müteahhitlerin hiç bir yetki ve sıfatı olmadığını, asıl sorumluların mühler olduğunu,idrak edince eskiden napardıkı hatırladılar. :)
Şimdi eskiler , eskiden olduğu gibi imza satıyor,bit pazarına nur yağdı.

Yukarıdaki olaylara bakış açısına göre farklı yorumlar getirilebiliyordu o yıllarda.Bugün uzaktan bakınca yorum hak eden sosyal olaylar olmakdan çok, kartuş kaset filmi olduğu anlaşılıyor.Sahi çalışır halde kartuş kaset görenleriniz varmı. :)

Önerimi ? kolay çene çalmayı , şikayetlenmeyi , aşşağılık kompleklerini bırakın iş yapın .Aynası yaptığıdır kişinin.

İhtiyarların çenesi düşük olur , hoşgörün.

erkan614

odanın fakultenin lisenin kişi yetiştirmedeki ve yetki vermedeki dayanak noktası yanlış (sistem kötü) bu durumda mutlaka hoşnutsuzların sayısı hali fazla olacaktır (ne olursa olsun 0 olmaz).
bu dayanak noktası yanlışlığı da eskilerin hatası ise bizim hiç bir suçumuz yok (akademisyeninden, öğrencisine).
biz yanlış kuralları doğru uygulamakla hukumluyuz. çarpık eğitim sisteminden bir an once diploma alıp kendimizi hakkıyla muhendis yapacak olan piyasaya atılmalıyız.

emo için tekrarlıyim ben sevmiyorum çunku beni ve çoğu arkadaşımı etkileyen çok yalnış işleri var, ama ben bile uye isem bu kurum elzemli bi yer. keşke böylesine görev bakımından önemli bir kurumu hakkını vererek yönetseler.
eğer bir işin hakkını vermiyorsak yaptığımız onca iyi şeye rağmen o işi kotu yapmış sayılırız.
bide biri daha söyluyodu "arabanın hakkını ver hakkını"

KAZIMUGUR

Alıntı yapılan: "erkan614"... hakkını vererek y...

"İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilirler" !

mckmk03

@keshh
Bütün öğrenciler analitik düşünce kavramını lisedemi öğreniyo yada bu  öğrenilebilinen bi kavrammıdır.

sonuçta anadolu yada fen lisesi mezunuda olsan meslek lisesi mezunuda olsan aynı sınava giriyosun.yeteneklerin ve zekan aynı ölçülerde değerlendiriliyor.

Üniversite okumak için yeterli bilgiye ve analitik düşünceye sahip olmayan bir öğrenci fen liseside de okusa meslek lisesinde de okusa kuvvetle ihtimal üniversiteye giremeyecektir.

Gazi üniv.tef elektrik öğrt. mezunuyum. Benim Analitik Düşünce Yetisine sahip olmadığımı söyleyebilirmisin.

erkan614

@mckmk03 analitik düşünce yeteneğine sahip değilsin.
kızma sadece -ebilmek -abilmek bakımından
demekki söylenebiliyormuş ama bu denilenin doğru olduğu manasına gelmez.
ayrıca analitik düşünce nedir ben onu tam anlayamıyorum googleden bi bakiyim

wikipedia şole demiş

Kritik-analitik düşünme, bir konuyu, sorunu ya da problemi alt başlıklarına ayrıştırıp tümden gelimle ve her bir başlığı ayrı ayrı irdeleyip eleştirerek, ve her biri arasındaki bağlantıları gerçekçi kanıtlarıyla ortaya koyarak, yani tüme varımla düşünmek ve değerlendirmektir. Burada düşünme eyleminin kaliteli olması gereklidir. Yoksa istemsiz, refleksi bir düşünme sözkonusu olur. Bu nedenle bilinçli, yani istemli bir düşünme sistematiği kritik ve analitik olma amacı açısından ilk temel başlangıç noktasıdır. Bunun için:Sahip olunan bilgiyi analiz etmek çok önemlidir.Verilerden bir sentez oluşturmak gerekir.Sonra da bunları değerlendirip bir neticeye ulaşmak önemlidir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kritik-analitik_d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce

yapıyormusum da haberim yokmuş :)
böle felsefi bi anlatımı olduğunu bilmiyodum, demekki felsefe okumak böe bişimiş. insanların zaten yaptıkları şeyleri katagorize etmek

mckmk03

:lol:  @erkan614 teşekkür ederim açıklaman için.
Analitik düşünceye sahip olmak  milletin dilinde gezen bir söylev. Kardeşim sahipsen zaten diğerlerinden bir adım öndesin demektir.yanlızca zeki olmak yada analitik düşünebilmek para etmiyor artık . kendini geliştirip piyasanın  beklentilerini karşılayabildiğin zaman ideal mühendis olmuşsun demektir.Benim yorumum budur.Teşekkür ederim.