isigin dalga formunda yayilmasi

Başlatan z, 02 Kasım 2020, 15:28:27

z

Isigin tanecik degil de dalga formunda olusunu kafasinda canlandirabilen var mi?

Gozumuze giren foton tanecigi sinir hucrelerine vurunca beynimizde isik algisi olusuyor.
Isik, dalga formunda olursa bu isik algisi nasil olacak?

Bana e^st de diyebilirsiniz.   www.cncdesigner.com

Mr.Thinking

#1
Zaten ışık dalga formunda gelen tanecikler değilmi hocam?
Eğer göz tüm dalga formlarını görebilseydi desek: bütün radyo sinyallerini, kızılötesi sinyalleri radyasyonu görürdük heralde o zaman.
Bununla ilgili daha önce bir deney yapmıştım ve gözün 300Khz ila 350Khz arası bir görüş hızına sahip olduğunu anladım. Hatta kendi gözüm 333Khz hızla birkere açılıp kapanan bir ışığı görebilmişti. yani yaklaşık 3µS yanık kalan bir ışığı algılayabildiğimi gördüm. Bu bilgiyi her yerde aramıştım ama en sonunda kendim deneylerle bulmuştum. Bunu frekans hesabına vurmak doğru olmayabilir ama saçma da olmaz herhalde.
ego=1/Knowledge

fahri-

#2
Bi yanlışlık olmasın. Göz görüş hızı 20Hz civarlarındadır.
Bir ledi 20 Hz ile yakıp söndürürsen led i devamlı yanıyormuş gibi görürsün.

Mr.Thinking

#3
Alıntı yapılan: fahri- - 02 Kasım 2020, 16:23:30Bi yanlışlık olmasın. Göz görüş hızı 20Hz civarlarındadır.
Bir ledi 20 Hz ile yakıp söndürürsen led i devamlı yanıyormuş gibi görürsün.
Hayır bir yanlışlık yok.
Hem O sizin dediğiniz bir film makinesinden 1 saniyede 24 fotograf karesi geçerse hareketli gibi olur. Yani 24 hz dir.
Benim bahsettiğim ise biraz farklı. Gözün max görme hızından bahsettim.  Yani gözümüzün önünden 3 µs de geçip giden bir ışığı görebiliyoruz demek istedim.
ego=1/Knowledge

Kabil ATICI

radyo anten dizisi olarak düşün. Uzayı taramak için kullanılan radyo anten dizisi olarak da düşünülebilir. Sonuçta ışıkta elektromanyetik bir radyasyon. Tek farkı dalga boyu...
ambar7

Mr.Thinking

#5
şöylede düşünülebilir belki;Gözlerimizin devamlı kapalı olduğunu düşünün. Gözümüzü saniyede 3 kere sürekli açıp kapatırsak yürüyen bir adamın kesik kesik ilerlediğini görürüz. Ama gözümüzü saniyede 24 kere açıp kapatabilirsek görüntü ya devamlı hale gelir yada sadece göz kapağımızı görürüz.
ego=1/Knowledge

Sozuak

Gözün tepki süresi 13 milisaniye imiş
1000fps ye kadar tespit edebilirmiş,z.
17500mt/sn hızdan  daha hızlı objeleri göremezmişiz.

muhittin_kaplan

Alıntı yapılan: z - 02 Kasım 2020, 15:28:27Isigin tanecik degil de dalga formunda olusunu kafasinda canlandirabilen var mi?

Gozumuze giren foton tanecigi sinir hucrelerine vurunca beynimizde isik algisi olusuyor.
Isik, dalga formunda olursa bu isik algisi nasil olacak?


Tanecik olmadığını kim söyledi?

tunayk

"Sadece" tanecik olmadığını herkes söylüyor.  :)

Sinir hücrelerimizin elektrik sinyali ile uyarıldığını düşünürsek bu alıcı hücreyi bir anten gibi hayal etmek de yanlış olmasa gerek. Bu durumda tanecikten ziyade bir enerji dalgası olması sanki daha muhtemel gibi geliyor.

Önemli olan hücrenin ışığı nasıl farkettiği. Taneciğin çarpmasıyla mekanik bir uyarı mı alıyor, yoksa tanecik yada alan hücreye çok yaklaştığında hücrenin iç bileşenleri bir elektroskop gibi sağa sola mı kaçışıyor.

Bana mantıklı gelen dalga ile birlikte enerji seviyesine göre de analog bir değer oluşuyor.

muhendisbey

#9
Işık, kütlesiz foton taneciğine eşlik eden elektromanyetik bir dalgadır. Taneciksiz ışık olamaz, o zaman bunun adı elektromanyetik dalga olur. Foton bir bozon mu tartışması halen süren bir tartışmadır, şu an kimse ne olduğunu bilmiyor ancak ortada teoriler vardır.

Elektromanyetik dalgalarda görünür bölge olarak adlandırılsa da, optik spektrum elektromanyetik spektrumdan ayrıdır, ya da görselde birleştirilmiştir.
Işığın belli karakteristikleri vardır. Bunlar:
Işığın şiddeti
Işığın dalgaboyu (tek renkli yani monokrom (Çoğunlukla lazerler) ise ya da pik dalgaboyu (örneğin mavi led) ile ifade edilecekse) ya da spektrumu (geniş alanı kapsayacaksa örneğin beyaz led, tungsten filamanlı lamba)
Işığı ölçen cihazın adı spektrometredir (spektrofotometre ile karıştırılmasın, ayrı bir cihazdır).

Işığın dalgaboyu ışığın enerji miktarını ve cisim içerisindeki hızını belirler. Işık hızı dediğimiz, ışığın boşluktaki hızıdır ve tüm dalgaboylarında aynıdır, fakat cisim içerisinde ışığın hızı dalgaboyuna göre değişir.
Görülür bölgede en hızlı ışık kırmızı, en yavaş ışık mordur. Tam tersi en fazla enerji taşıyan ışık mordur, en az enerji taşıyan ışık kırmızıdır. Kırmızı çok hızlı olduğu için prizmada kırılmaya en az uğrayan ışık, mor ise en yavaş olduğu için en az kırılan ışık gibi kodlayabilirsiniz.

Işık kimyasal olarak tepkimelere etki eder. Kimi zaman katalizör olarak bile kullanılabilir. Genellikle ışık dalgaboyundan, daha büyük dalgaboyundaki, özellikle de fosforesans ve luminesans içerikli nesneleri uyarır. 405nm ışığın fosfor yüzeye düştüğünde renginin değişmesi, ya da kağıt paranın üzerindeki renklerin UV ışık altında görünmesini örnek verebiliriz.

Çoğunlukla ışık anlatılırken ışık hep bir cismin üzerine düşer, diğer renkleri soğurur, kendi rengini yansıtır olarak anlatılır ancak bu doğru ya da yeterli bir tabir değildir. Genellikle cisim tüm ışığı soğurur ve pigmentler kendi renginde ışıma yapar daha doğru bir tabirdir. Enerji seviyesi atlayacak kadar uyarılmadığında ışık geldiği gibi, ya da işin içinde saçılım da varsa shift (ışığın dalgaboyundaki kayma) yaparak tekrar üretilir. Bu şekilde madde tayini yapılabilmektedir. (Merak edenler interferometre, spektrofotometre, raman ve rayleigh kelimelerini aratabilir)

Gelelim göz reseptörlerine. Mesela liseden hatırlarsınız bitkilerde klorofil dediğimiz madde ışıkla tepkimeyi tetikleyerek karbon bağlanmasını sağlayan bir maddedir. Tıpkı buna benzer göz reseptörlerinde ışığa duyarlı (photo sensitive) maddeler vardır. Bunlar ışıkla temas ettiğinde serbest elektron meydana getirir. Organik yapılarda (insan, bitki vs) bu serbest elektronu bağlayacak bir başka madde bulunur yani ışıkla madde sentezi olayı ve döngüsü vardır (kablo ve pil yoktur  :) ) ve algılama bu şekilde gerçekleşir. Fotodiyota ya da güneş paneline de benzetilebilir bu maddeler. Gözde 2 farklı algılama hücresi vardır, bunlar konik ve çomak hücreleridir. Şu an hangisi hangisiydi hatırlamıyorum ama muhtemelen çomak hücreleri siyah beyaz, diğer hücre renkli algılamayı sağlar.
Siyah beyaz algılamayı sağlayan hücreler beyinde nesnenin kenarlarının oluşturulmasında, ışığın parlaklığının algılanmasında kullanılır, çok az ışık olsa dahi görmeyi sağlar. Karanlıkta renkleri görmeden karartıyı seçmek gibi. Renkli algılayan hücreler ise çok zor uyarılır, daha yüksek sayıda foton ile ancak uyarılabilir. Renk körlüğü genellikle renkli algılama hücrelerini etkiler.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

foseydon

Alıntı yapılan: z - 02 Kasım 2020, 15:28:27Isigin tanecik degil de dalga formunda olusunu kafasinda canlandirabilen var mi?

Gozumuze giren foton tanecigi sinir hucrelerine vurunca beynimizde isik algisi olusuyor.
Isik, dalga formunda olursa bu isik algisi nasil olacak?



photon hem parçacık hem dalga özelliği gösterir. çift yarık deneyi photonun dalga özelliklerini gösterir, fotoelektrik etki de parçacık özelliklerini gösterir. gözdeki sensöre gelen fotonun yaptığı etkiyi fotoelektrik etki olarak düşünebilirsiniz. buna konsepte fizikte wave-particle duality deniyor. quantum fiziğinde her parçacık dalga olarak formüle edilebilir.

bu arada gereksiz bir bilgi vereyim. genel görelilikle meşhur einstein nobel ödülünü fotoelektrik etki deneyi ve makalesi ile almıştır.

z

#11
Mikrodalga firinlarin onundeki camin hemen arkasinda delik delik sac koruyucu bulunur.

Camdan bakildiginda deliklerden firinin icini gorebiliriz.

Bu sac levha uzerindeki deliklerin capi ile magnetron frekansinin dalga boyundan daha kucuk olma sarti var.

Bunun sebebini nasil acikliyosunuz?
Bana e^st de diyebilirsiniz.   www.cncdesigner.com

M.Salim GÜLLÜCE

Gözler Kalbin aynasıdır.
Kalp Kalbe karşıdır.
Demekki bir uyum frekansı gerekir.
Işık frekans ise gözler anten olmalı azizim :)
Hatta rezonans sistemleri falanda olmalı..

Zira aslında maddenin kendiside yok.
Köke indiğinizde belli rezonansta guruplanmış enerji paketçikleri.  :P

fahri-

Alıntı yapılan: Mehmet Salim GÜLLÜCE - 03 Kasım 2020, 09:55:20Gözler Kalbin aynasıdır.
Kalp Kalbe karşıdır.
Demekki bir uyum frekansı gerekir.
Işık frekans ise gözler anten olmalı azizim :)
Hatta rezonans sistemleri falanda olmalı..

Zira aslında maddenin kendiside yok.
Köke indiğinizde belli rezonansta guruplanmış enerji paketçikleri.  :P

Maxrix'e doğru gidiyoruz. :)

z

#14
Yokmu teknik aciklama yapacak?

Yayılan dalganın dalga boyu 10mm ıse ve ben bu yayın yapan antenı metal bır kutuya koyarsam. Kutuyu da topraklarsamç

Metal kutuya kac mm çapında delik delersem metal kutudan radyo yayını kaçar.

Neden?
Bana e^st de diyebilirsiniz.   www.cncdesigner.com