Haberler:

Foruma Resim Yükleme ve Boyut Sınırlaması ( ! )  https://bit.ly/2GMFb8H

Ana Menü

GÖKTÜRK-2

Başlatan uveren, 20 Aralık 2012, 22:11:18

uveren

Alıntı yapılan: gerbay - 20 Aralık 2012, 23:32:07

telezpazia NIN SAYFASINDAN;

Göktürk is the first Earth observation satellite system for the Turkish Defence Ministry equipped with a high-resolution optical sensor.

The Göktürk programme is managed by Telespazio as prime contractor; Thales Alenia Space (Thales/Finmeccanica) which is responsible for the satellite and for the satellite integration and testing centre; and local industrial partners including Tai A.S., Aselsan A.S., Tubitak Bilgem, Roketsan A.S. and TR Tecnoloji. Telespazio is building the ground segment for the system to provide in-orbit operation and data acquisition and processing.

The company will also be responsible for the satellite launch, the early orbit phase and test services.

TÜRKÇESİ;

Göktürk, Türk Askeri Savunması için yüksek çözünürlüklü optik sensörle donatılmış ilk dünya gözlem uydusudur.

Göktürk programı birincil yüklenici olarak Telespazio tarafından yönetilmiştir. Thales Alenia Space (Thales/Finmeccanica) bu uydunun montajı ve testinden sorumludur; ve yerel endüstriyel ortakları Tai A.S., Aselsan A.S., Tubitak Bilgem, Roketsan A.S. and TR Tecnoloji dir.

Telespazio yörünge oparasyonlarını sağlamak (uyduyu yönlendirmek denilebilir) ve data toplama ve işleme için yer bölümlerini (dünya kastediliyor) inşaa ediyor.

Firma erken yörünge aşamasında uydunun fırlatılmasından, servislerin testinden sorumlu olabilecektir.
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

eistain_54

Çok saçma ve garip bir tartışma konusu daha.Hadi bakalım pirince buyurun.Yumurta mı tavuktan çıktı yoksa yerli olması için herşey bize mi ait olmalı?Bu kadar biz geçiyo da gerçekte bahsi geçen "biz" kim?Tr kimliğine sahip kişiler mi?Varsayalım ki hereyi Tr'de üretiliyor.Çalışan müh.lerde Tr vatandaşı.Ancak çeşitli ülkelerden gelmiş bu proje için vatandaşlık almışlar vs.Olmaz da olddu diyelim!O zaman durum ne olacak?Ya bence burada oturup tartışılması gereken yerliydi değildi tartışması değilde varsa uydular hakkında yada benzeri vs konuda bilgimiz diyelim ki "neden onca para verip yaptırdın da şunu eklemedin be devlet" vs vs.Üzerindeki teknolojiden konuşalım,ilerletilebileceği noktaları konuşalım.Neden forddaki,vw deki yada x firmadaki rtoslar örnek gösterilerek tartışma konusu yapılabiliyo da bizim bu tip ürünlerimiz hiç bu yönleriyle konuşulmuyo?Sevgili gerbay rtoslar ile ilgili bilgi düzeyin ortada.Neden bize bu projedeki rtos ile ilgili bilgi vermek yerine "karalama" (gerçekde olsa) yolunu tercih ediyorsunuz?Yada sevgili konuyla bir yerinden ilgili forumdaşlarım burada salakça bi şekilde yerli yersiz tartışmasına girişmek yerine kullandığı güzellikleri yada hataları konuşmuyorz?Basının bizleri nereye yönlendirmek istediğini gayet iyi biliyorsunuz sayın gerbay.Siz neden forumdaşlarımızın bu tip basından aldıkları haberleri doğru yere yönlendirmek yerine tartışmaya dahil oluyorsunuz anlamıyorum.Anlamıyorum çünkü konuyla ilgili bilgili olduğunuz aşikar.En azından ben öyle inanıyorum.Bir anlamda bu konuşmaların olması sizin sorumluluğunuzdur.!Çünkü konuya bir noktada hakimken bu konuşmayı doğrunoktaya taşıyabilecekken sizde aynını yapıyorsunuz!Birinin doğru olanı yapması gerek.Konuya hakim biri olursa daha kolay olur.Abiler,kardeşler,ablalar;bırakın kim nerde neyi yaptırdıysa yaptırdı.Eğer siz o projede yer almadıysanız ve bu ve benzeri yapımlar "yerli" değilse kesinlikle bu devletimizin değil hepimizin suçudur.!Bakın hükümet demiyorum devletimizin diyorum.Kalıcı olan o ve halktır.O yüzden kendi sorumluluğumuzu birilerine yıkmayı bırakalım ve hadi biraz da iş konuşalım.Ben merak ediyorum bu projede en çok kullanılan dil hangisidir?Sadece tek bir ile bu sistem üretilmemişdir sanırım?(C,C++,java,C#)?Kullandıkları ki kullanılmışmıdır onu da bilmiyorum rtos hangisidir?Rtos üreticilerinde yer alan yada görev alan bizden yada bilindik birileri var mıdır?
Sürçü lisan ettiysem özür diliyorum.Bu da benim serzenişimdir!Selametle
Her gün 24 altın verilirken bunun için kime şükredersin ey ademoğlu!?!

ayhani

#17
Alıntı yapılan: gerbay - 21 Aralık 2012, 00:04:17
Güneykore nin uzun yıllardır kullandığı kendi özgün uçağı KAI KT1 i HÜRKUŞ adı ile %100 yerli eğitim uçağı diye kakalamaya çalışan ama hazır uçağı bile uçuramayan, ancak hangara sok çıkar - sok çıkar - sok çıkar  dan öteye geçiremeyen adamlar 2 sene de uydu yapıp bir de gönderdiler öyle mi..   komik olmayın lütfen..

bu hürkuş;
(Resim gizlendi görmek için tıklayın.)

bu da KAI KT1;
(Resim gizlendi görmek için tıklayın.)


http://en.wikipedia.org/wiki/KAI_KT-1


Kendimizi bu kadar yerden yere vurmayalım bence.

http://www.airporthaber.com/kose-yazilari/koenigsegg-ve-vecihi-hurkus-1058y.html



İdealistler her zaman sonuca ulaşamıyabiliyor. Vecihi HÜRKUŞ ve Nuri DEMİRAĞ gibi...

Yazının hacmi nedeniyle bu yazıda Sadece Vecihi HÜRKUŞ 'un kısa bilgilerini paylaşıyorum.

Bir başka yazı ile Nuri DEMİRAĞ'ı anarız...

Vecihi HÜRKUŞ'un, pilot olarak ilk uçuşu 21 Mayıs 1916 tarihindedir. Hürkuş,1917 sonbaharında Kafkas Cephesi'ne, 7. Tayyare Bölüğü'ne atandı. Orada bir Rus uçağı düşürerek Kafkas Cephesi'nde uçak düşüren ilk pilot oldu.

Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan, İzmir / Seydiköy Hava Meydanını alan pilot olmuş, TBMM'den üç defa takdirname alarak kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazanmıştır.

İlk uçağı Vecihi K VI'yı imal etmiştir. Uçağı için uçuş müsaadesi istemiş, uçabilirlik sertifikası için bir teknik heyet oluşturulmuş, ancak teknik heyetin içerisinde tayyareyi uçuracak ve kontrol edecek personel bulunmadığından gecikmiştir. Sonunda teknik heyetten birinin "Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar" sözü üzerine Hürkuş, 28 Ocak 1925'de uçağı Vecihi K VI ile ilk uçuşunu yapar.

İzin almadan uçtuğu için cezalandırılınca, istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılır.

Milli Savunma Bakanlığı ile Kayseri'de Tayyare Onarım ve Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adında bir fabrika kurmak için anlaşır.

Milli havacılığımız için güzel bir başlangıç olan TOMTAŞ ne yazık ki 1928 yılına kadar çalışmalarına devam edebildi. Kötü yönetimi yüzünden 1928'de iflas etmiş, daha doğrusu iflas ettirilmiştir.

Vecihi HÜRKUŞ ,2.uçağı olan XIV uçağını 1930 yılında inşa etmiştir.Uçağı ile birlikte uçarak İstanbul'dan Ankara'ya gitmiştir. Başbakan İsmet İnönü ve bazı komutanlar tarafından uçağı incelenerek tebrik edilmiştir. Uçabilirlik sertifikası verilmesi için İktisat Bakanlığı'na müracaat ederek müsaade istemiştir.

14 Ekim 1930'da, "Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir" cevabını almış ve istenen belgenin alınması amacıyla Çekoslovakya'ya gönderilmesi için müsaade almıştır.

Hürkuş 23 Nisan 1931'de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından uçuş müsaadesini almıştır.


Vecihi Hürkuş, 21 Nisan 1932'de İlk Türk Sivil Havacılık Okulu'nu kurar. 27 Eylül 1932'de eğitim ve öğretime başlanır.Sivil Tayyare Okulu parasal sorunlardan ve yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına denklik verdirememiş olmasından kapanmıştır.

Nuri Demirağ Bey, bir tayyare yapımı için 5.000 TL vermiş, böylece 1933'de adı "Nuri Bey" olan "Vecihi XVI" kapalı kabin uçağı yapılmıştır ve aynı yıl tek satıhlı "Vecihi XV" uçağını da inşa etmişlerdir.

Atatürk, gezdiği her yerde kendisini havadan saygıyla izleyen, gazetelerdeki yazılardan izlediği Hürkuş hakkında da THK Başkanı Fuat Bey'den bilgi ister.
Aldığı cevaplar karşısında Büyük Atamız: "Ya, öyle mi? O halde Türk Kuşu namı ile yeni bir çalışma yolu açın ve Vecihi'den faydalanın" emrini verir.

Türk Hava Kurumu, 1937 sonbaharında mühendislik eğitimi için Hürkuş'u Almanya'ya gönderir. Vecihi Hürkuş, Weimar Mühendislik Mektebi'ne ihtisas sınıfından başlatılmış, bir buçuk yıl sonra da mezun olmuştur. 27 Şubat 1939'da Tayyare Makine Mühendisliği diplomasını almıştır. Türkiye'ye döndüğünde Bayındırlık Bakanlığına başvurarak, "Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesini" almak istedi. Ancak yetkililer, "iki yılda mühendis olunmaz" diye bir gerekçe ile kabul etmemişlerdir. (2.5 yılda işletme mühendisliğini bitiren arkadaşıma okulunun ne kadar zorluk çıkardığını hatırlayınca ahh bürokrasi dedim hiç değişmeyeceksin herkesi sıradan olmaya zorlayacak ve üreteni dışlayacaksın ,e.g)

Mühendisliğini Danıştay kararı ile kabul ettirir. Türk Hava Kurumu'nda da yönetim değişmiş, vazifeleri başkalarına verilmiştir. O günkü koşullarda teknik imkânın olmadığı Van'a tayin edilir. Bunun üzerine istifa ederek kurumdan ayrılır.

1951'te 5 arkadaşıyla birlikte havadan zirai ilaçlama yapmak üzere "Türk Kanadı" adı ile bir şirket kurmuş ve ortaklar arasında çıkan anlaşmazlık üzerine Hürkuş, haklarından vazgeçerek şirketten ayrılmıştır.

29 Kasım 1954'de Hürkuş Hava Yolları'nı kurdu. Türk Hava Yolları'nın seferden kaldırdığı uçaklardan sekiz uçak Ziraat Bankası'ndan kredi ile satın alınmıştı. Bir takım güçlüklerle uğraşarak hava yollarının sefer yapmadığı yerlere seferler koyarak, izin vermediklerinde gazete taşıyarak çalışmak istedi, ama kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar sonunda Hürkuş Hava Yolları'nın uçakları uçuştan men edildi.

Buna rağmen elinde kalan son uçağını (TC-ERK) da Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün emrinde kullanarak Güney Doğu Anadolu'da toryum, uranyum ve fosfat arayarak zor doğa koşullarında çalıştı. 16 Temmuz 1969'da vefat etmiştir.(Kaynak:www.kimkimdir.gen.tr)

Bir sonra ki yazı da ( Havacılık ve Ölçü Birimleri ) buluşmak üzere...

Saygılarımla.
Erdal GÜLMEZ


mesaj birleştirme:: 21 Aralık 2012, 00:43:59

https://www.tai.com.tr/tr/haber/tusas-avrupa-havacilik-otoritesinden-tasarim-organizasyonu-sertifikasi-aldi

USAŞ, Avrupa Havacılık Otoritesi'nden Tasarım Organizasyonu Sertifikası Aldı
Share

    Print
    inShare

20 Temmuz 2012

Türkiye'de uçak, helikopter, insansız hava araçları ve uydu gibi hava-uzay platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, imalatı, entegrasyonu, modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanlarında tek teknoloji merkezi olan Türk havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ), Eğitim Uçağı "HÜRKUŞ" için Avrupa Havacılık Otoritesi'nden (EASA) "Tasarım Organizasyonu Sertifikası" aldı.

Tüm tasarımcı mühendislerin yönergeler ve yönetmeliklere uygun olarak bir uçağı emniyetli olarak tasarlayabildiklerini tescilleyen sertifikaya başvuru 2007'de yapılmıştı.

O tarihten bu yana EASA ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) uzmanlarının yaptıkları denetimlerden başarıyla geçen TUSAŞ'a, her türlü emniyeti gözeterek uçak tasarlayabilir yetkisi verilmiş oldu.

Bu yetki EASA'nın Türkiye'ye verdiği ilk uçak tasarlama yetkisi oldu.

Verilen yetki, fikir aşamasından uçağı uçurana kadar TUSAŞ'ın tüm organizasyonunun uluslararası kurallara göre uyum içinde çalıştığını kanıtlıyor.

Tescil edilen yöntem ve yönetmelikler, TUSAŞ'ın Bölgesel Uçak/Savaş Uçağı, vb. yeni ürünlerin de geliştirilmesinin yolunu açıyor.
En iyi bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir.

pisayisi

Tübitak başkanı, yazılımının yüzde yüz yerli, donanımının ise yüzde seksen oranında yerli olduğundan bahsetmiş. Bukadar da yalan olmaz sanırım. Türkiyede donanım namına hiç bir üretim olmadığı için, en ufak komponentlerden başlandığında yüzde yüz oranında donanım yabancılara ait oluyor. Devreyi tasarlamak birleştirmek o işleri burda yapmak yerlilik oranını yüzde 80lere çıkartamaz...

Alıntı YapTÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, GÖKTÜRK-2'nin en önemli özelliğinin yüksek yerlilik oranı olduğunu söyleyerek, "İçerisindeki yazılımların yüzde 100'ü, donanımın ise yüzde 80'i Türk mühendisleri tarafından yapıldı" dedi.
http://www.tubitak.gov.tr/tr/haber/gokturk-2nin-en-onemli-ozelligi-yuksek-yerlilik-orani
Murat

speak48

Alıntı yapılan: gerbay - 20 Aralık 2012, 23:50:35
hocam insanlar net de bir araya gelip uydu gönderiyor artık günümüzde..
yani şu picproje üyeleri olarak ortak uydu bile gönderilebilir..

hocam ben varım ne dersiniz?



uveren

Alıntı yapılan: ayhani - 21 Aralık 2012, 00:09:39
Bir ülkenin başbakanı ve tübitak gibi kurumları uyduyu biz tasarladık diyor. Burada  biri çıkıp sanki adamların yanındaymış gibi hayır bu yerli malı değil kondansatörü, direnci, kamerası yerli değil gibi komik gerekçelerle yerli olmadığını söylüyor. Yani başbakan tübitakk, tüsaş, roketsan yalan söylüyor bu arkadaşlar doğru söylüyor. İlginç.

Telespazio, a Finmeccanica (67%) - Thales (33%) company, is building the first Turkey's Earth observation satellite system.

TÜRKÇESİ;

Telespazio, a Finmeccanica (67%) - Thales (33%) firması TÜRKİYENİN İLK DÜNYA GÖZLEM UYDU SİSTEMİNİ YAPIYOR.

67 ile 33 toplanınca geriye bişey kalmıyor. Sanırım "YERLİ MONTAJ" ifadesi bile fazlaymış :(

Psikolojik yönlendirme bu olsa gerek. "YERLİ MALI" ifadesi nedeniyle sadece Türkçe aramıştım. Yukarıda Telespazio web sitesi verilince olay açıklığa kavuştu. İlgilenenlere dosyanın bulunduğu link : http://www.telespazio.it/docs/brodoc/Scheda_Gokturk_Eng_2011.PDF

Ruslar hala 50 yıllık kapsülleri kullanıyorlarken bizim uydunun tasarım ömrü sadece 7 seneymiş.

Yinede yazılımın %100 bize ait olduğuna inanmak istiyorum ve diyorum ki yazılım ruhtur, o olmadan beden bir işi yaramaz :)

HADİ KONUYU DEĞİŞTİRELİM;

GÖKTÜRK-2 yi gerçekten biz üretseydik yörüngede yani uzay boşluğunda nasıl yönlendirirdik ?
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

uveren

Alıntı yapılan: ayhani - 21 Aralık 2012, 00:09:39
Hepimiz bilirizki AR-GE aşamasında birçok kaza kayıp olabilir. Yani bu durumda bir uyduyla bağlantı kopup kaybettik diye bir daha bu işlere kalkışmamakmı lazım. Hiç uydu fırlatmazsanız hiç uydunuz kaybolmaz mantık bu mudur yani?

"İtalyan firmanın 270 milyon euro'luk Göktürk uydusunu 2013'te teslim etmesi bekleniyor."

Bence biraz fazla bir arge maliyeti sonuçta heba edilen 4 uydudan bahsediliyor. Acaba hesap soruldumu ?
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

ayhani

Alıntı yapılan: uveren - 21 Aralık 2012, 01:08:33

GÖKTÜRK-2 yi gerçekten biz üretseydik yörüngede yani uzay boşluğunda nasıl yönlendirirdik ?

Benim bildiğim uydu  yörüngeye bir kere yerleştiğinde dünyanın çekim kuvvetinde dolayı sürekli belirlenen yörüngede dönüp durur. Yani öyle kafamıza göre biraz sağa biraz sola git gibi yönlendirme olmaz. Aya gönderilen kapsüllerin sağı solunda yönlendirici küçük roketlerin olduğunu bir belgeselde izlemiştim ama uydularda böyle birşey yok sanırım.

Yinede detaylı bilgi
http://www.belgeler.com/blg/chr/uydunun-yapisi-enerjisi-ve-yrngesine-yerletirilmesi

Uydular yörüngeye nasıl oturturlur?
http://biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz//index.php?kategori_id=4&soru_id=2463
En iyi bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir.

uveren

Alıntı yapılan: ayhani - 21 Aralık 2012, 01:22:59
Benim bildiğim uydu  yörüngeye bir kere yerleştiğinde dünyanın çekim kuvvetinde dolayı sürekli belirlenen yörüngede dönüp durur. Yani öyle kafamıza göre biraz sağa biraz sola git gibi yönlendirme olmaz. Aya gönderilen kapsüllerin sağı solunda yönlendirici küçük roketlerin olduğunu bir belgeselde izlemiştim ama uydularda böyle birşey yok sanırım.

O zaman dünyanın her noktasından görüntü alabileceğide palavra olur. Sanırım yörüngede ya enlem ya boylam istikametinde dönmek zorundaki sadece aynı hat üzerinde görüntü yakalayacak demektir.

"yönlendirici küçük roketler" boşlukta nasıl bir itme gücü sağlayabilir ?
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

sadogan

Uydu yörungede sabit deyil diye biliyorum yörüngesinde "8" şeklinde hareket etiğini
bu hareketlerinide boşluğa bir gaz bırakıp gaz üzerine yapılan tepkime ile yapıldıgını
bu gaz bitmesiyle uydunun ömrünün bittigini son gazını uydu mezarlıgına part etmek
için kullnıldığını anlatmışlardı.

speak48

eskiden mobil iletişim dersinde ödev olarak uydular üzerine sunum yapmıştım
üç farklı udyu yörünge sistemi vardı
bunlar dünya olan uzaklığına göre uydunun özelliği değişiyordu.
tv için kullanılan uydular en uzak olan uydular ve bunların açısal momentumu dünyanın dönüşüne göre ayarlanmıştır ve bunlar dünyayla beraber döner çok az yörünge sapması yaparlar bunlar itici roketlerler tekrar yörüngeye girer.
telefon ve gps sisteminde kullanılan uydular orta ve yakın yörüngelerki uydulardır.
bunların hızı dünyanın hızından fazladır ve dünyayı bir günde bir kaçkez turlarlar.
casus gözlem uydularıda bu türdendir.
yani istediği yere yönledirilebilinir.

uveren

Alıntı yapılan: sadogan - 21 Aralık 2012, 01:33:28
Uydu yörungede sabit deyil diye biliyorum yörüngesinde "8" şeklinde hareket etiğini
bu hareketlerinide boşluğa bir gaz bırakıp gaz üzerine yapılan tepkime ile yapıldıgını
bu gaz bitmesiyle uydunun ömrünün bittigini son gazını uydu mezarlıgına part etmek
için kullnıldığını anlatmışlardı.

Bende GÖKTÜRK-2 nin ağırlığı niye 1 ton diye düşünmüştüm. Bu ağırlık taşıdığı gaz nedeniyle olabilir, inşaallah zırt pırt "yörüngeyi değiştirde, şu benim Antalyadaki yazlığa bir bakalım" diyen birileri çıkmazda 7 sene kullanırız :)

Bu konuyu araştırırken bir yerde okudum "hergün saat 10:30 da Ankara üzerinden geçecek" demiş birisi. Demekki yörüngeyi değiştirmek gibi bir niyet şimdilik yok. Yarın sabah çatıya çıkıp bi el sallayım bakalım nasıl çekiyor :)
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

metaltrrocker

Yuzde yuz yerli uretimi oldugunu zerre kadar dusunmuyorum olsa olsa yuzde 20 falandır.Turkiye ne zamandandan beri aktif pasif devre elemanları uretmeye basladı.en azından bunu sorarlar tubitaka

uveren

#28
Alıntı yapılan: metaltrrocker - 21 Aralık 2012, 02:03:23
Yuzde yuz yerli uretimi oldugunu zerre kadar dusunmuyorum olsa olsa yuzde 20 falandır.Turkiye ne zamandandan beri aktif pasif devre elemanları uretmeye basladı.en azından bunu sorarlar tubitaka

Yukarıda linkini verdiğim dosyada bizim neleri yaptığımız yazılmış. Sonuçta herkes bildiğini okuyacak, eskiden olduğu gibi kral çıplak diyen 999 köyden kovulacak. Bu boşa tartışma sona ersin diye ve ingilizce bilmeyenler için buraya yazıyorum;

The Turkish industry will be involved at the system design
and development phase and in supplying some subsystems.
In particular, local partners will assist in the
building of the data acquisition Station, the satellite
integration Centre, mission planning systems and remotelysensed
data processors.

Telespazio will establish a joint venture with local partners
to develop and market Göktürk data and application
services.


TÜRKÇESİ;
Türk endüstrisi sistem tasarımı ve geliştirme evresiyle uğraşacak ve bazı alt sistemleri temin edecek. Dikkate değer, yerel partnerler data toplama istasyonu, data entegrasyon merkezi inşaasına, misyon planlama sistemleri ve uzaktan algılanan data işlemcilerine yardım edecekler.

Telespazio yerel partnerlerle göktürkün datasını (görüntüler kastediliyor) satışa çıkarma, geliştirme ve başvuru hizmetleri için ortak teşebbüs kuracak.


İngilizce bilen diğer arkadaşlardan aşağıdaki iki kullanım içinde yorum istiyorum;

1-İlk cümlede "be involved at" diye bir kalıp var. Ben bunu "uğraşacak" olarak tercüme ettim ama aslında bu kalıp genelde oyalanmak/meşgul olmak manalarına kullanılır. Mesela Türkçede "Oğlum oyuncakları ile oyalanıyor" veya "Ali yeni tasarımıyla meşgul" gibi cümleler için idealdir ki amacı belli bir konu için hiç uygun değildir ve mana muğlak kalmaktadır.

2-İkinci cümle "In particular," ile başlıyor. Bu normal kullanımda "özellikle" demektir. Teknik terim olarak ise "dikkate değer" manası taşır ve orada olmasının hiç bir gerekçesi yoktur ki devamındaki fiil benim "yardım edecekler" diye çevirdiğim "assist" (help değil) dir. Tam olarak Türkçe karşılığı benim bildiğim kadarıyla yok, aslında omuz atmak/destek olmak gibi bir mana taşıyor, Türkiyedeki sigorta şirketleri bu kelimeyi bire bir Türkçe gibi kullanıyorlar belki bu sayede manayı daha iyi kavrayabiliriz. Bir bütünün parçalarını işaret eden ve "Dikkate değer" ifadesiyle başlayan bir cümlede fiil "produce", "carry out" türü birşey olması gerekmezmiydi ?

Sinekten mana çıkartmaya çalışıyor demeyin, bu ikisini gerçekten soruyorum. Sizde ifadelerdeki olayı benim gibimi algılıyorsunuz ?

GÖKTÜRK-2yi %67+ %33 ile ürettiklerini söyleyenler Türklerin yapacaklarınıda bu şekilde yazmışlar. Artık yerli katkı yüzdesini kim ne kadar tahmin ederse etsin.
6.yüzyılda doğan kız çocuklar cahilce gömülüyordu. 21.yüzyılda kız/erkek farketmeden, doğamadan medenice öldürülüyor.  "1-Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2-Yıldızlar bulandığında, 3-Dağlar yürütüldüğünde, 4-Kıyılmaz mallar bırakıldığında, 5-Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 6-Denizler ateşlendiğ

a.zorba

#29
 belkide haklısınız  dışarıda yapılmış olabilir ,  taklid de olabilir. bir yerlerden başlamak adına  hepsine sahip çıkıyorum . yalan mı söylenmiş belkide -evet  . yalnızca biz türkiyeliler değil bütün insanlar biraz pohpohlanmak ister.

..........................................
Bilenler bilir . Biz maraşlilar için şehir olarak şubat ay' i bayram ,kurtuluş ,yaz in gelmesiydi. Şimdi karalar in yas in ayı oldu.