Deneyde 2 milyar Kelvin’e ulaşıldı

Başlatan memed52, 10 Mart 2006, 12:52:01


salim ALTIN

Merhaba.
Aklıma gelen bir iki soruyu burada sormak istiyorum.

1-Isı nedir ve bir parçanın ısınması o parça atomlarında ne olmasına neden olur.? Niye ısınan parça genleşir.? Nereye kadar genleşir.?
2- Mutlak soğukta tüm madde atomları aynı mı davranır.?

3-Işık dediğimiz şey nedir.? ve saydam maddeler (cam) ile saydam olmayan maddeler (mesela demir) arasındaki ışık geçirgenliği arasındaki  fark nedir.?
4- Güneş ışığı altında kalan ışık geçirmeyen maddeler ısınır. Bu nasıl bir fiziksel olaydır.?

Bu konuda bizi aydınlatacak arkadaşlardan biraz ışık rica ediyorum...
İnsanlar 3 guruba ayrılırlar. 1- Birşeyler yapıp üretmeye çalışan küçük bir gurup. 2- Birşeyler yapanları hayranlıkla ve takdirle izleyen büyük bir gurup. 3- Hiç birşeyden haberi olmadan yaşayan devasa yığınlar....

argeelektronik

bu sorular için seni tebrik ediyorum bende hep ısı olayını merak ederdim.
bildiğim kadarıyla ısısnan maddenin atomları daha hızlı hareket ediyorlar , atomları hızlanan madde ısınıyor .
transistörlerden önce ve yüksek güçler için halen kullanılan lambaların çalışabilmesi için içindeki bir flaman (resitans) yardımıyla belli bir dereceye kadar ısıtılır , ısınan lambanın içindeki elektronlar daha hızlı hareker eder ve lamba çalışmaya başlar.
bu ısı olayını anlarsak "PELTİER" nasıl çalıştığınıda anlarız belki  kendi peltierimizide  yaparız:)
Altında Çürümekten Kurtulamıyacağın Topraklar Üzerinde Böbürlenerek Yürüme, Üzerine Tükürmeye Bile Miğdenin kaldıramıyacağı Kurtçuklara Yem Olacak Bedeninle...

Veli B.

Bir abim bu konuda açıklama yapmıştı ki kendisi bu konularda yetkin bir kişidir.Peltierin aynen piezo yada motor gibi çift yönlü çalışabilen bir eleman olduğunu ve özel bir termokupl grubundan müteşekkil olduğunu söylemişti.Elektrik uygularsan  ısınır ve soğur ,ısıtır yada soğutursan elektrik ütretir.

salim ALTIN

Merhaba.
bir madde atomunda elektronlerın    proton ve  nötrondan oluşan çekirdekten 10 üzeri -24 oranında küçük olduğu doğrumu .?
Yani atomda da güneş ve dünya arasındaki mesafe gibi elektronlarla proton çekirdeği arasında bu kadar büyük boşluk olduğu doğrumu.?
Eğer öyle ise Bu boşluktan ışık fotonlarının elektron ve proton çekirdeğin manyetik etkilerini de kullanaraak onlara çarpmadan bu boşluktan dolaşarak geçebildikleri, ve bu tarz malzemelere saydam (cam gibi) denildiği? . Ve fotonun hiç bir yere çarpmadığı için saydam malzemeye giriş hızı ile çıkış hızının aynı olduğu.? Fakat o elektron ve proton çekirdeğin kütle çekim özelliği nedeni ile fotonun yönü konusunda değişime sebep olduğu bunun adınında Kırılma olduğu?

Fakat proton çekirdek ve elektronları arasındaki mesafeler vede  yörünge yapısı daha dar ve karmaşık olan yoğunluk olarak aynı hacimde daha fazla atomik yapı bulunduran sistemlerin içinden ışık fotonlarının geçemediği ( ışık geçirmeyen maddeler) karşılarına çıkan atomun proton çekirdeğinin çekiminede kapılarak bu çekirdeğe çarptığı, bu çarpma sonucu çekirdekte bir dalgalanma , genleşip daralma şeklinde oluştuğu, bu dalgalanmaya ısı denildiği, ısı olarak ölçülen şeyin madde atomundaki bu dalgalanma boyu olduğu , foton bombardımanına maruz kalan madde atomlarının titreşimlerinin artması sonunda hem dier atomlar ile arasındaki mesafenin  dolayısı ile birbirlerini bir arada tutmaya yarayan sistemin gücünün azaldığı hem de aralarındaki mesafenin açıldığı ve bu açıklıktan ışık fotonlarının bir miktar geçebildiği, Aynı zamanda bu titreşimin enerjisi ile kendisine isabet eden fotonlarıda etrafa saçabildiği,  mutlak sıfır denilen oksijeninde sıvıya dönüştüğü soğuklukta madde atomlarındaki titreşimin durduğu ve bu noktadan aşağıda hiç titreşmedikleri konusundaki düşüncelere ne diyorsunuz.?
İnsanlar 3 guruba ayrılırlar. 1- Birşeyler yapıp üretmeye çalışan küçük bir gurup. 2- Birşeyler yapanları hayranlıkla ve takdirle izleyen büyük bir gurup. 3- Hiç birşeyden haberi olmadan yaşayan devasa yığınlar....

CaFFeiNe

orantısını bilmiyorum ama elektronların çekirdeğe oranla çok çok küçük olduklarını ve elektronlar ile çekirdek arasında bir elektron boyunun 35000 katı boşluk olduğu gibi bilgiler kalmış aklımda (fizik üzerine eğitim gören arkadaşlarımız daha düzgün bilgiler verebilir tabiiki)

şimdi bu boşluktan fotonlar geçiyorsa madde saydamdır mantıklı geliyor ama bu durumda örneğin suda ışığın hızının havadaki ile aynı olması gerek değilmi? fakat benim bildiğin ışığın sudaki hızı havadaki hızından daha yavaş (225.000km/sn sanırım) hatta elmasta çok daha yavaş demekki ışık saydam bir maddeye girince hoop öteki taraftan çıkmıyor içeride bişiyler oluyor?

okuduklarıma göre mutlak sıfır noktasıda -273°C olması lazım bu noktada atom ve parçaçıklarının hareketi duruyor ve örneğin süperiletkenler oluşturulabiliyor yani iletkene aktarılan elektronlar bir dirence maruz kalmadan diğer uçtan çıkıveriyorlar diye biliyorum
normalde bir iletkene elektrik verdiğimizde yani bir ucundan elektronlar girdiğinde bu elektronlar max. 7cm gidebiliyorlarmış sanırım elektronlar atomların yörüngelerine giriyorlar başka elektronlar yörüngelerinden koparak elektrik akımı sağlanmış oluyor (direncin oluşumuda böyle oluyor galiba)

salim ALTIN

merhaba.
Fazla söze gerek yok sanırım. Bunları fizikçiler bile bilmiyor galiba....!!!

Ama anlamanın ve bilmenin yolu sorgulamaktan, sormaktan, araştırmaktan geçiyor.

Yoksa bana çok hoş göründü diyerek baktığımız veya paylaştığımız şeyin ne olduğunu bilmek ve anlamak mümkün değil...

Hadi canım sende beni elektronikten başka şey ilgilendirmez dediğimiz anda yapabileceklerimizin sınırını kendimiz çiziyoruz işte.
İnsanlar 3 guruba ayrılırlar. 1- Birşeyler yapıp üretmeye çalışan küçük bir gurup. 2- Birşeyler yapanları hayranlıkla ve takdirle izleyen büyük bir gurup. 3- Hiç birşeyden haberi olmadan yaşayan devasa yığınlar....

Petek

Salim Bey,

mıknatıslı (perendev) motorlar üzerine çalışmanız ne durumda? Bir gelişme kaydettinizse paylaşabilirmisiniz?
“Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan zordur” A.Einstein

salim ALTIN

merhaba.
ben değil ama bir arkadaşım uğraşıyor. İlk yapılan model çalışmadı. Şimdi hesaplamalar yeniden yapıldı ve gövde yeniden yapılacak.vakit bulduğunda uğraşıyor.
İnsanlar 3 guruba ayrılırlar. 1- Birşeyler yapıp üretmeye çalışan küçük bir gurup. 2- Birşeyler yapanları hayranlıkla ve takdirle izleyen büyük bir gurup. 3- Hiç birşeyden haberi olmadan yaşayan devasa yığınlar....

argeelektronik

Salim kardeş bence o mıklantıs motoru çalışmaz , evet mıklantısta bir enerji var ama bu durgun bir enerji, bir yay gibi düşünün çekiyoruz ve o yay'a  ejerji depolamış oluyoruz bıraktığımızda bu enerji harcanmış oluyor
ancak verdiğimizi geri alabiliyoruz , eğer mıklantıstaki manyetik alanı yönlendirebilseydik o zaman enerji elde edebilirdik.
birkaç yabancı sitede bunun çalıştığını ve patentini aldıklarını idda etmişler bence bu kişiler şöyle düşündü, ilerde belkide böyle bişey olabilir yapılabilir biz şimdiden yapmış gibi göstererek patentini alalım , ben böyle yaptıkalrını düşünüyorum motorların çalışan video görüntüleride var ama buda bir aldatmaca olabilir. düşünsenize eğer gerçekten böyle bnişey varsa bu tüm zamanların belkide en büyük buluşlarından biri olurdu enerji diye bir sorun kalmazdı bu heryerde kullanılabilen bir enerji olurdu . ev ve işyerlerinde elektrik üretmek için arabalarda hatta belkide düşük hızlı kargo uçaklarında gemilerde v.s , böyle bir buluş gerçek olsaydı şimdi tüm dünya basını bunu yazardı.
diye düşünüyorum imkansız demiyorum oladabilir.
Altında Çürümekten Kurtulamıyacağın Topraklar Üzerinde Böbürlenerek Yürüme, Üzerine Tükürmeye Bile Miğdenin kaldıramıyacağı Kurtçuklara Yem Olacak Bedeninle...

Petek

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"merhaba.
ben değil ama bir arkadaşım uğraşıyor. İlk yapılan model çalışmadı. Şimdi hesaplamalar yeniden yapıldı ve gövde yeniden yapılacak.vakit bulduğunda uğraşıyor.
Hocam teşekkür ederim cevabınız için.

Bu forumda linki verilen bir site vardı, şimdi hatırlayamadım, orada Fizik, Kimya, Matematik vs. konularında (özellikle Fizik) binlerce soru sorulmuş ve cevaplanmış. Oradaki arkadaşlar da baya sıkı (CD gibi). Bu sorulara onlar tam cevap verebilirler. Yine de sorduğunuz sorulardan cevabını bildiklerime cevap vermeye çalışayım.

Alıntı yapılan: "CaFFeiNe"orantısını bilmiyorum ama elektronların çekirdeğe oranla çok çok küçük olduklarını ve elektronlar ile çekirdek arasında bir elektron boyunun 35000 katı boşluk olduğu gibi bilgiler kalmış aklımda (fizik üzerine eğitim gören arkadaşlarımız daha düzgün bilgiler verebilir tabiiki)
Atomun yapısının nasıl olduğunu bilen yok. Bilmesi de imkansız. Atom büyüteç altında incelenemez. Onu anlamamızı sağlayan bazı modeller geliştirilmiş ve geliştirilmekte. Bu modeller atom üzerinde yapılan deneylerle doğrulanmaya çalışılmaktadır. Atomun çekirdeğinin çapı bu modellere göre hesaplanabilmektedir. Atomun kendi çapı da değişik metodlarla hesaplanabilmektedir. Ancak elektronun çapı şu kadar diye bir şey duymadım.

Alıntı yapılan: "CaFFeiNe"şimdi bu boşluktan fotonlar geçiyorsa madde saydamdır mantıklı geliyor ama bu durumda örneğin suda ışığın hızının havadaki ile aynı olması gerek değilmi? fakat benim bildiğin ışığın sudaki hızı havadaki hızından daha yavaş (225.000km/sn sanırım) hatta elmasta çok daha yavaş demekki ışık saydam bir maddeye girince hoop öteki taraftan çıkmıyor içeride bişiyler oluyor?
Bu saydamlık olayını bende bilmiyorum. Kave hocam, şimdi de benim kafama bir soru takıldı. Işık sudan tekrar havaya çıkınca hızı tekrar artıyor mu?

Işık ta bir modelle tarif ediliyor. Foton deniyor. Dalga mı, tanecik mi bilinmiyor. Taneciğe eşlik eden dalgacık deniyor. Kütlesi yok, momentumu var. Bazı durumlarda tanecik modeli olayı izah ediyor, bazı durumlarda (kırınım gibi) dalga modeli olayı izah ediyor. ABD de bir üniversitede fotonu durdurmuşlar ve hapsetmişler. yani öyle bir haber duydum. Külahım olsa gönderip, buna anlatın diyeceğim. Sivrinin biri bir model atıp, sonucunda şunu görürsem fotonu durdurmuş sayacağım diyor !

Alıntı yapılan: "CaFFeiNe"okuduklarıma göre mutlak sıfır noktasıda -273°C olması lazım bu noktada atom ve parçaçıklarının hareketi duruyor ve örneğin süperiletkenler oluşturulabiliyor yani iletkene aktarılan elektronlar bir dirence maruz kalmadan diğer uçtan çıkıveriyorlar diye biliyorum
normalde bir iletkene elektrik verdiğimizde yani bir ucundan elektronlar girdiğinde bu elektronlar max. 7cm gidebiliyorlarmış sanırım elektronlar atomların yörüngelerine giriyorlar başka elektronlar yörüngelerinden koparak elektrik akımı sağlanmış oluyor (direncin oluşumuda böyle oluyor galiba)
Mutlak sıfır noktası -273.15 C.bu noktada atomun titreşim vs. durur, elektronlar çekirdek etrafında dönmeye devam ederler.

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"bir madde atomunda elektronlerın proton ve nötrondan oluşan çekirdekten 10 üzeri -24 oranında küçük olduğu doğrumu .?
Yani atomda da güneş ve dünya arasındaki mesafe gibi elektronlarla proton çekirdeği arasında bu kadar büyük boşluk olduğu doğrumu.?
Eğer öyle ise Bu boşluktan ışık fotonlarının elektron ve proton çekirdeğin manyetik etkilerini de kullanaraak onlara çarpmadan bu boşluktan dolaşarak geçebildikleri, ve bu tarz malzemelere saydam (cam gibi) denildiği? . Ve fotonun hiç bir yere çarpmadığı için saydam malzemeye giriş hızı ile çıkış hızının aynı olduğu.? Fakat o elektron ve proton çekirdeğin kütle çekim özelliği nedeni ile fotonun yönü konusunda değişime sebep olduğu bunun adınında Kırılma olduğu?

Oldukça büyük boşluk var. Yaklaşık bir kaç cm3 (tepeleme bir tatlı kaşığı kadar) çekirdek 200 milyon ton civarındadır. Yani çekirdek bir futbol topu olsaydı, (hidrojen) atom yaklaşık 2 km çapında bir küre olurdu.

Saydamlığın nasıl olduğunu bilmiyorum. Ancak kristal yapı (atomların diziliş şeklinin) saydamlıkta bir rolü olduğunu biliyorum. Fotonlar atom ile üç şekilde etkileşirler. Fotoelektrik etki (elektron koparma), Compton Saçılması ve çift üretimi (elektron-pozitron). Bu etkileşimler için gelen fotonun enerjisi belirli eşik seviyelerini geçmelidir. Kırılma olayı ışığın dalga modeli ile izah ediliyor, tanecik modeli ile değil. O nedenle kütle çekimle foton yön değiştirmiyor. Einstein'in teorisi olan uzayın eğimli olduğu (eğimden kasıt potansiyel gradiyentlerinin olduğu) ve bunun ispatı, ışığın ay, dünya, güneş gibi kütlelerin yanından geçerken kırıldığı sadece matematiksel olarak izah edilmiş ve deneylerle ispatlanmış. Ancak fiziksel modeli henüz yok, ne oluyor da oluyor, eğimli uzay ne demek, bu boşluk ile kütlesiz elektromanyetik dalga nasıl etkileniyor belli değil (+ nın - yi nasıl çektiği bile belli değil). Sadece ortada modeller var ve o modeller de Newtonian mekaniğinden benzetimle yapılmış !!!

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"Fakat proton çekirdek ve elektronları arasındaki mesafeler vede yörünge yapısı daha dar ve karmaşık olan yoğunluk olarak aynı hacimde daha fazla atomik yapı bulunduran sistemlerin içinden ışık fotonlarının geçemediği ( ışık geçirmeyen maddeler) karşılarına çıkan atomun proton çekirdeğinin çekiminede kapılarak bu çekirdeğe çarptığı, bu çarpma sonucu çekirdekte bir dalgalanma , genleşip daralma şeklinde oluştuğu, bu dalgalanmaya ısı denildiği,
Fotonlar çekirdeğe değil atomun elektronlarına çarparlar ve enerji aktarımını yüzey elektronlarına yaparlar. Isı atomun bulunduğu mekanda titreşmesi (tabi çekirdeğininde) ile depo edilir. Bu titreşim hemen yanındaki atoma aktarılır (ısı difüzyonu). Hareketin aktarımı fonon tabir edilen kütlesiz fakat momentumu olan dalgalar etkilidir. Atomlar arasındaki ısı transferi de bir modele dayanır (Fourier Law). Olayın gerçekte tam olarak nasıl olduğu bilinmiyor. İşin sırrı ısı transfer katsayısı denilen k da gizli. Deneysel olarak tespit edilip yerine konuyor. Bu gün itibariyle k değerini hiç bir analitik formülle bulamazsınız. Zira atomun gerçek yapısı bilinmiyor. Bilinen, "atom modeli"dir. Yani hayalimizde canlandırdığımız atom.

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"ısı olarak ölçülen şeyin madde atomundaki bu dalgalanma boyu olduğu , foton bombardımanına maruz kalan madde atomlarının titreşimlerinin artması sonunda hem dier atomlar ile arasındaki mesafenin dolayısı ile birbirlerini bir arada tutmaya yarayan sistemin gücünün azaldığı hem de aralarındaki mesafenin açıldığı ve bu açıklıktan ışık fotonlarının bir miktar geçebildiği, Aynı zamanda bu titreşimin enerjisi ile kendisine isabet eden fotonlarıda etrafa saçabildiği, mutlak sıfır denilen oksijeninde sıvıya dönüştüğü soğuklukta madde atomlarındaki titreşimin durduğu ve bu noktadan aşağıda hiç titreşmedikleri konusundaki düşüncelere ne diyorsunuz.?
Saydamlık konusunuda bir şey söyleyemeyeceğim, onun haricinde oksijen mutlak sıfıra varmadan önce sıvılaşır. En son hidrojen sıvılaşır ki o da 1-2 kelvin derecelerinde sanıyorum. Termonun 2. kanunu (Yani Allahın Termo ilminde bize sunduğu adetullah denilen misdarı) der ki, hareketsiz bir cisim, fiziki etkilerle hareketli bir cismin hareketinin daha çok artmasına neden olamaz. Bu da ısı transferinin (elektik akımının, akışkan akmasının) hep yüksek potansiyelden düşük potansiyele doğru olduğunu gösterir. Bu işlemlerin tersinmez olduğunu günlük yaşantımızdan biliriz. Bu işlemlerin her birinde bir kayıp iş vardır ki bunun anlık sanki dengeli sıcaklıktaki (quasi equilibriumda) oluşumuna entropi üretimi denir. Bu gerçek şunu der: Bir sisteme verdiğinizden fazla enerji geri alamazsınız.

Aslında Türkiye'deki otoriteler (!) gibi yaptım. Birkaç anlaşılmaz kelimeler zikrederek, sanki çok biliyormuşum edasıyla belki yanlış olan bilgilerimi de sattım. Zaten hep model üzerine çalıştığımız için aksini ispat edene kadar söylediklerim doğru :)
“Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan zordur” A.Einstein

salim ALTIN

Merhaba.
Cevabınız için teşekkürler.
Allahtan biz böyle bir muhabbeti belediye otobüsünde yüksek sesle yapmıyoruz. Kim bilir nerede indirirlerdi. :D

Fakat her şeyi çözmüş olan bilim konusunda sizin atom için bilinmiyor yakıştırması yapmanızı ben yakıştıramadım. (Bilim çözmüş, düşünmeye gerek yok. derler ya. İşin yoksa düşün şimdi...)
Hazır gaz yerine foton enerjisi ile çalışmaya başlamışken bir soru daha. :D

Güneşin büyüklüğü karşısında dünya bir futbol topu karşısında bir toplu iğne başı büyüklüğünde. !!! Değilmi?
Güneş içindeki maddeleri dönüştürüyor ve her yöne tüm dalga boylarında enerji yayıyor.!!!
Bu toplu iğne başı kadar olan dünyaya düşen enerji o gezegeni ne kadar ısıtıyor biliyoruz.
Güneş her yöne bu enerjiyi dağıttığına göre, içinde yakmakta ve ya Üretmekte  olduğu enerji miktarı nedir.? Bu enerjiyi kaç milyon yıldır üretiyor ve daha kaç milyon yıl üretecek. Bu enerji ne bitmez şeydir.? Kaynağı nedir.?

(Not: saydam maddelerden geçen foton hızından birşey kaybetmiyor deniyor. Işık hızında hareket devam ediyormuş. Bu lpg kullanmadığına göre hızlanamaz. o zaman hızından birşey kaybetmiyor demektir.)
İnsanlar 3 guruba ayrılırlar. 1- Birşeyler yapıp üretmeye çalışan küçük bir gurup. 2- Birşeyler yapanları hayranlıkla ve takdirle izleyen büyük bir gurup. 3- Hiç birşeyden haberi olmadan yaşayan devasa yığınlar....

Petek

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"Merhaba.
Cevabınız için teşekkürler.
Allahtan biz böyle bir muhabbeti belediye otobüsünde yüksek sesle yapmıyoruz. Kim bilir nerede indirirlerdi. :D
Merhaba,
herhalde Bakırköy'de indirirlerdi  :D

Alıntı YapFakat her şeyi çözmüş olan bilim konusunda sizin atom için bilinmiyor yakıştırması yapmanızı ben yakıştıramadım. (Bilim çözmüş, düşünmeye gerek yok. derler ya. İşin yoksa düşün şimdi...)
Yalnız bilinmiyor derken gerçek şekli, şemali bilinmiyor demek istedim. Yoksa atomların yüzey elektronlarının enerji seviyelerinden tutun, spinlerine kadar, bu seviyelerden geçişlerde çıkan foton yada x ışınlarının enerjilerinden tutun, aynı şekilde çekirdeklerindeki enerji seviyelerine kadar hepsi biliniyor. Her atomun imzası olan kendine has ve sabit enerji seviyeleri vardır. Her atomun kendine has çekirdeksel tesir kesitleri vardır. Yani çekirdeğin bir yönden bakıldığında görünen alanı. Ancak bu alan kendine hızla yaklaşmakta olan ılıncık (nötron) un hızına bağlı olarak değişir. Örneğin bölünme tesir kesiti (aslında bölünme olasılığıdır) u 235 için ılıncık hızı azaldıkça artar. Bunlar bilindiği için kontrollü çekirdek bölünmesi ile eneji üretilmektedir.

Ancak yaşadığımız dünya öyle sırlar ihtiva etmektedir ki, örneğin üniversitede ileri matematik dersini veren prof (Mat böl. başkanı idi) okyanusları matematiğe benzetirseniz, bildiklerimiz henüz karadeniz kadar demişti ! Bunu neye dayanarak iddia ettiğini bilemiyorum. Ama şu bir gerçekki, örneğin 5 cm çapında bir borudan akan akışkan ile 1 mm borudan akan akışkanın tabi olduğu fiziksel yasalar birbirinin tamamen aynısı değil. İkincisinde yüzey gerilimleri baskın hale geliyor ve hareketin fiziği başka kanunlara göre işliyor.

Alıntı YapHazır gaz yerine foton enerjisi ile çalışmaya başlamışken bir soru daha. :D

Güneşin büyüklüğü karşısında dünya bir futbol topu karşısında bir toplu iğne başı büyüklüğünde. !!! Değilmi?
Öyle denilebilir.

Alıntı YapGüneş içindeki maddeleri dönüştürüyor ve her yöne tüm dalga boylarında enerji yayıyor.!!!
Bu toplu iğne başı kadar olan dünyaya düşen enerji o gezegeni ne kadar ısıtıyor biliyoruz.
Yazın iyi ısıtıyor da, kışın pek çalıştırmıyorlar herhalde.
Alıntı YapGüneş her yöne bu enerjiyi dağıttığına göre, içinde yakmakta ve ya Üretmekte  olduğu enerji miktarı nedir.? Bu enerjiyi kaç milyon yıldır üretiyor ve daha kaç milyon yıl üretecek. Bu enerji ne bitmez şeydir.? Kaynağı nedir.?
Deniyor ki, saniyede 300 milyon ton hidrojen helyuma dönüşüyor. Güneşin de bir modeli oluşturulmuş ve o model üzerinden güneş hakkında çalışmalar yapılıyor. Füzyon yani birleşme güneş çekirdeğinde gerçekleşiyor. Yüzey sıcaklığı yaklaşık 5000 derece. Güneşin en az 5 (tam hatırlayamadım) milyar yaşında olduğu söyleniyor. Genç yıldızlardan sayılırmış! Daha 10 milyar yıl enerji üretebilir. Hidrojen-helyum birleşmesi, he-he birleşmesi, karbon helyum, karbon karbon vs. birleşmelerine kadar devam edecek. Hani kırmızı cüceler, beyaz devler vs. gibi yıldızların evreleri var ya, işte bu yakıt türüne göre adlandırılıyor. Kaynağı olarak deniyor ki, yaşlanmış yıldızlar süpernova tabir edilen patlama ile parçalanırlar ve uzaya dağılırlar. Bu dağılan parçalar başka yıldızların oluşumu için gerekli malzemeler olurmuş! Nobel ödülü alan bir fizikçi evreni gaz olarak modellemiş. O ölçekte yıldızlar birer gaz molekülü gibi değil mi? (materyalist felsefenin insan aklına ve ruhuna hiç bir kemalat katmadığı nasıl belli oluyor değil mi).
“Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan zordur” A.Einstein

CaFFeiNe

Alıntı yapılan: "salim ALTIN"(Not: saydam maddelerden geçen foton hızından birşey kaybetmiyor deniyor. Işık hızında hareket devam ediyormuş. Bu lpg kullanmadığına göre hızlanamaz. o zaman hızından birşey kaybetmiyor demektir.)
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/index.php?kategori_id=4&soru_id=3486

okulda öğrendiklerimden hatırladığım kadarıyla ışığın ortamdan ortama hızı değişiyor (elektriğinde mesela) hızlıdan yavaşa doğru boşluk hava, su, cam, elmas gibi (elmasta 125.000km/sn galiba) tabi arada birsürü saydam maddede olabilir haliyle
birde saydamlığın elektron çekirdek arasındaki boşlukla alakası yok demekki sonuçta her atomda boşluk var ama ışık bizim içimizden geçmiyor
gerçi bu saydamlıkta ışığın cinsi enerjisi, dalgaboyu vs. ile alakalı olmalı içimizden ışık geçmiyor ama X ışınları filan geçiyor
hatta bir ara bilim teknikte okumuştum evrende her maddenin içinden geçebilen bir parçacık türü varmış galiba ismini hatırlamıyorum

Ziya

Alıntı yapılan: "CaFFeiNe"...boşlukla alakası yok demekki sonuçta her atomda boşluk var ama ışık bizim içimizden geçmiyor
Geçiyor. Karanlıkta avcunu yere çevir ve alttan ışık ver, elinin kırmızı ışığı geçirdiğini göreceksin. Zaten %75'imiz su değil mi? Bir kısmı absorblanıyor olabilir.

Bi de popstar yarışmasında yarışmacıları ışığı yok diye eliyorlardı. Hatta bir de ışığın bol olsun diyorlardı. Bu jüri üyelerinde termal kamera mı var acab ? Nasıl görüyorlar bu ışığı?
Alıntı Yapgerçi bu saydamlıkta ışığın cinsi enerjisi, dalgaboyu vs. ile alakalı olmalı içimizden ışık geçmiyor ama X ışınları filan geçiyor
Fotokopimizi çekiyorlar değil mi? Enerjisi düşük olduğu için kemiklerimizden geçmiyor.
Alıntı Yaphatta bir ara bilim teknikte okumuştum evrende her maddenin içinden geçebilen bir parçacık türü varmış galiba ismini hatırlamıyorum
Bu özelliklerde nötron, nötrino ve antinötrino var diye okumuştum ben de.
Bu günden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya. (13 Mayıs 1277) Karamanoğlu Mehmet Bey